25Ara2024

Paylaş

DÜNYA MADENCİLİK SEKTÖRÜNDEKİ BÜYÜK ÇÖKÜŞ

Dünya ekonomisinde, başta gıda maddeleri, tarımsal hammaddeler, enerji hammaddeleri ile mineral, cevher ve metaller gibi endüstriyel girdilerin fiyatlarından oluşan emtia fiyatları, ekonominin tüm birimleri tarafından dikkatle takip edilen değişkenlerdir. Emtia fiyatları ve fiyat dinamikleri üretim, istihdam, büyüme ve enflasyon görünümünü etkileyen unsurlar arasında yer aldığından büyük önem taşımaktadır. Son 10 yılda genel emtia fiyat endeksinde görülen artış eğiliminin gerisinde özellikle Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin güçlü emtia talepleri etkili olmuştur. Uzun vadede emtia fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturan talep değişimleri, son dönemde enerji ve enerji-dışı emtia fiyatlarında yaşanan gerilemenin de ana nedenini oluşturmuştur.

Dünya Bankası emtia fiyat istatistiklerine göre, yıllık bazda ele alındığında, son on yılda (2005-2015) ham petrol, doğal gaz ve kömürden oluşan enerji hammaddeleri endeksi % 58,3; tarım, metal ve mineraller ile gübrelerden oluşan enerji-dışı emtia fiyat endeksi % 59,1 ve altın, gümüş ve platinyumdan oluşan kıymetli metaller endeksi de % 173,7 oranında artış göstermiştir. Enerji dışı emtialar içinde yer alan metal ve mineraller fiyat endeksi ise % 41,1 oranında artmıştır.

Buna karşılık, 2014 yılında enerji fiyat endeksi % 7,2, enerji-dışı emtia fiyat endeksi % 4,6, kıymetli metaller fiyat endeksi de % 12,1 oranında azalmıştır. Enerji dışı emtialar içinde yer alan metal ve mineraller fiyat endeksi ise % 6,6 oranında azalmıştır. Son dönemde etkileri halen devam etmekte olan küresel ekonomik kriz; ABD ve İngiltere gibi birkaç ülke dışında gelişmiş ekonomilerin, özellikle de Euro Bölgesi ekonomilerinin halen tam anlamıyla toparlanamamış olması gösterilmektedir. Çin başta olmak üzere, gelişmekte olan ekonomilerin büyüme hızlarındaki gerileme ve talep artış hızındaki azalma, yeni yatırımların yapılması ve bu yatırımların hayata geçmesiyle gecikmeli olarak gelen arzdaki artış ve ABD dolarının değer kazanması gibi pek çok farklı unsur bulunmaktadır.

ÇİN EKONOMİSİNİN MADEN TALEBİ ve BORSALARDAKİ ETKİLERİ

Bakır, nikel, çinko ve demir cevheri fiyatlarının Çin’in azalan talebi nedeniyle düşmesiyle beraber dünyanın en büyük maden firmalarının durumunu ve maden üretimini oldukça etkilemektedir. Dünyanın en büyük maden ve mineral tüketicisi olan Çin’de hisse senetleri, finansal sisteme 400 milyar yuan (61 milyar dolar) enjekte edilmesine (injection into financial system) karşın değer kaybetmeye devam etmektedir. Metallerin Çin hisse senetleri ve döviz piyasalarındaki dalgalanma nedeniyle 2016 yılında da düşüş göstermesiyle, Londra Metal Borsası’nda (LME) metal alımları 2009 yılından bu yana en düşük seviyeye yaklaşmıştır.

Altı metali içeren LME Endeksi, 2015 yılında % 28 düşerek küresel finansal krizden beri en kötü yıllık kaybını gerçekleştirdi. Metal endeksinin bu düşüşünde, Çin’in 25 yılın en yavaş büyümesini kaydetmesi etkili oldu. Madencilik sektörüne verdikleri krediler ile tanınan Goldman Sachs Group Inc., üretimdeki son kesintilerin fiyatları kurtarmak için yeterli olmadığını ve Çin’den gelecek ciddi bir talep artışı olması gerektiğini aktardı. Benzer bir şekilde Bank of America Corp., 2016 yılında bakırda arz fazlasına son vermek için 500.000 ton kesinti olması gerektiğini tahmin ediyor.

Paslanmaz çelik yapımında kullanılan nikel, bu yıl % 46 değer kaybederek Mayıs 2003’ten bu yana görülen en düşük seviyesine indi ve Londra Metal Borsası’nda (LME) en kötü performansı gösterdi. LME’in madencilik hisse senetleri göstergesi 12 yılın en düşüğüne yakın seyrederken, bakır, alüminyum ve çinko 2009’dan beri görülmeyen seviyelerden işlem görüyor. Nikel, üreticilerin Çin talebindeki yavaşlamaya karşı yeterince çaba harcamadıkları endişesi nedeniyle metallerin uzun yılların düşük seviyelerinde işlem görmesiyle on yıldan uzun bir sürenin dip seviyesine indi. Dünyanın en büyük madencilik şirketi BHP Billiton Ltd. hisse senetleri 10 yılın en düşüğüne geldi.

2016 yılının Şubat ayında, Çin sanayisinde aşırı kapasite kullanımının önüne geçebilmek için kömür ve çelik sektörlerinden 1,8 milyon kişinin işten çıkartılacağı açıklandı. Çıkarılacak işçi sayısı, madencilik ve demir-çelik sanayinde çalışan toplam işgücünün % 15’ini oluşturuyor. Çin’in insan kaynakları ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yin Weimin basın toplantısında kömür sektöründe 1.3 milyon kişinin ve çelik sektöründe 500,000 kişinin işini kaybedeceğini duyurdu. Çin’de resmi rakamlara göre kömür ve çelik sektörlerinde yaklaşık 12 milyon kişi çalışıyor.

MADENCİLİK SEKTÖRÜNDE YAŞANAN ÜRETİM AZALMASI

Genel olarak mineral, cevher ve metal fiyatlarını etkileyen unsurlar, gün geçtikçe artan talep ve talepteki artışa yetişmeye çalışan arzdır. Ancak arz-talep dengesinin yanı sıra, enerji fiyatları, geri dönüşüm alanında yaşanan gelişmeler, ikame mallar bulmaya yönelik çalışmalar, maden stoklarındaki hareketler ve emtia piyasalarının finansallaşması ve metallerin yatırım aracı olarak kullanılmasıyla birlikte artan kâr amaçlı spekülatif hareketler (speculative profit ventures) ile söz konusu maden ve metallerin ticaretini etkileyen düzenlemeler de fiyat oluşumunu etkilemektedir.

Son dönemde fiyat hareketleri temel olarak küresel ekonomik krizin hemen öncesinde ve 2011 yılı başlarında oldukça yüksek seviyelere çıkan metal fiyatlarıyla birlikte başlanan yeni yatırım projelerinde üretime geçilmesiyle arzda yaşanan artış ve 2013 yılı sonu itibariyle küresel metal tüketiminin neredeyse yarısını (% 47) tek başına gerçekleştiren Çin ekonomisinin büyüme hızındaki ve bununla bağlantılı olarak hammadde talebindeki yavaşlama tarafından şekillenmiştir.

1990’ların başında Çin’in küresel metal tüketimindeki payının % 5’ten daha az olduğu dikkate alındığında, Çin’in talebinin fiyatlar üzerindeki etkisi daha iyi anlaşılacaktır. 2014 yılında yaşanan fiyat düşüşlerinde talepteki ılımlı artış trendine karşılık arzda yaşanan güçlü artışın yanı sıra ABD dolarının değerlenmesiyle dolar ile fiyatlanan emtiaya olan talebin düşmesi de etkili olmuştur.

Önümüzdeki dönemde maden üretimindeki artışın ve talepteki zayıflamanın devam etmesi durumunda, metal fiyatlarının öngörülenlerden daha da çok düşmesi, bu durumun ise söz konusu metalleri ihraç eden ülkeler açısından ciddi sorunlara yol açması beklenmektedir.

BHP BILLITON

BHP Billiton, 1999 yılından bu yana 16 yıldır ilk kez bu yıl zarar etti. Dünyanın en büyük madencilik şirketi BHP Billiton, emtia fiyatlarının etkisiyle 2015 yılının bilançosunu 5,67 milyar dolar zarar olarak açıkladı. BHP Billiton, maden üretiminde yaşanan sıkıntılar ve metal fiyatlarındaki düşüşlere rağmen 2014 yılının ikinci yarısında ise 5,35 milyar dolar kar etmişti. 30 Haziran’da sona erecek mali yılın ilk yarısında ciro da 2014 yılın aynı dönemine göre % 37 azalarak 15,7 milyar dolar olmuştu.

RİO TİNTO

2000’li yılların başından itibaren Çin ekonomisindeki büyümenin daralmasıyla emtia fiyatları düşerken 2015 yılında Rio Tinto Group’un yıllık karı % 51’e düştü. Böylece dünyanın ikinci en büyük madencilik şirketi temettü politikasında değişikliğe gitmek zorunda kaldı. Rio Tinto gibi rakipleri Vale SA ve Glencore Plc de emtia fiyatlarındaki çöküşün derinleşmesiyle temettü politikalarını sonlandırmış ya da kesintiye gitmişti. Şirketin geçtiğimiz ay yaptığı açıklamaya göre, 2015’te hisse başına 2.15 dolar temettü ödeyen Rio Tinto’nun temettü ödemeleri 2016’da hisse başına 1.10 doların altında olmayacak.

Rio Tinto’nun yıllık karı 2014’te 9.4 milyar dolarken, 2015’te 4.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Rio Tinto CEO’su Jan du Plessis, “Piyasa görünümündeki belirsizliğin sürmesi nedeniyle, yönetim kurulu mevcut temettü politikasının sürdürülmesinin şirketin işlerini zorlayabileceğini ve bu durumun hissedarların uzun vadeli menfaatlerine aykırı olacağını düşündü. Bu sebeple progresif temettü politikamızın yerine daha esnek bir yaklaşım benimsiyoruz.” ifadelerini kullandı.

GLENCORE

Bakır, nikel, çinko ve demir cevheri fiyatlarının Çin’in azalan talebi nedeniyle düşmesiyle beraber dünyanın en büyük maden firmalarının karları eriyor. Maden ve petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle, geçtiğimiz yıl Glencore’un yıllık karı % 69 azaldı. İsviçre merkezli firma Baar tarafından yapılan açıklamaya göre, uyumlaştırılmış net gelir, bir önceki yıl 4,29 milyar dolar iken 2015 yılında 1,34 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Azalan emtia fiyatları ile mücadele etmek için, Glencore daha fazla tasarruf etmeye çalışıyor. Bu nedenle, Glencore temettü dağıtımını azaltma, maliyetleri kısma ve varlıklarını satma yoluyla borcunu yaklaşık % 40 azaltarak 18 milyar dolar seviyesine indirmek amacıyla bir plan açıklamıştı. Maden fiyatlarındaki azalma, Glencore’un gelirlerinin çoğunu madencilik ve ergitme faaliyetlerinden değil, ticaret yoluyla elde etmesi anlamına geliyor. Glencore’un ticaret biriminin elde ettiği faiz ve vergi öncesi uyumlaştırmış geliri 2,46 milyar dolar olarak gerçekleşirken, madencilik birimi 292 milyon dolar zarar etti.

Glencore, borcunu 25 milyar dolar seviyesine indirme hedefini ıskaladı ve bir önceki sene 30,5 miyar dolar olan net borcunu ancak 25,9 milyar dolar seviyesine düşürebildi. Firma, 2016 yıl başından bu yana 4 milyar dolar değerindeki varlıklarını satmaya çabalıyor. Glencore hisseleri, firmanın bilançosunu düzeltme çalışmaları ve 8,45 milyar dolar değerindeki kredisini döndürmesini kolaylaştıracak finansmanı geçen ay sağlamasının ardından borç verenlerin güvenini kazanması nedenleriyle 2016 yılında % 47 değer kazandı. Bununla birlikte, firmanın hisseleri 2015 yılında % 55 değer kaybetmişti.

Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faizleri arttıracağı beklentisinin yükselmesi ve doların giderek güçlenmesiyle sanayi metallerini içeren emtia fiyatları giderek azalıyor. 22 hammaddeyi içeren Bloomberg Emtia Endeksi, Temmuz 1999’dan bu yana en düşük seviyeyi görerek % 22 değer kaybetti. Dünyanın en büyük 81 madencilik şirketini içeren Bloomberg Dünya Madencilik Endeksi geçtiğimiz yıl, bir önceki yıla oranla % 0,5 geri çekildi.

Bakır ticareti ton başına 4.500 doların altına inerek 2016 yılı başında 4.482 dolar seviyesini gördü. Bu rakam, 2009’dan bu yana en düşük miktar. 2003’ten bu yana en düşük seviyeyi gören Nikel ise % 1,9 değer kaybetti. Yatırımcasına faiz ödemesi yapmayan altın ise FED tedirginliği yaşamaya devam ederken, spot altının fiyatı 1.073 dolardan işlem gördü.

Dünyanın en büyük maden şirketi Avustralyalı BHP Billiton, 10 yılın en büyük kaybını yaşadı. Standard &Poors’un 2016 başında yaptığı açıklamaya göre Melbourne merkezli BHP’nin demir ve petrol fiyatlarındaki düşüşe gelecek 12 ayda nasıl tepki vereceği gelecekteki kredi notunu da etkileyecek.

20016 yılı başından başlayarak FED’in faiz arttıracağı beklentisi dolardaki kazançları desteklerken, dolar ile fiyatlanan metalleri, ellerinde diğer paraları tutan yatırımcılar için daha pahalı hale gelmiştir. Bazı maden üreticilerinden gelen üretim artışları ile birlikte Çin’deki ekonomik yavaşlamanın talebi olumsuz etkileyeceği endişesi de metal fiyatları üzerindeki baskıyı da arttırmaktadır.

SONUÇ

2015 yılında 1.4 trilyon dolar kaybeden madencilik sektörü uzmanlara göre en kötüyü henüz yaşamadı. Küresel madencilik şirketleri nedeniyle 1.4 trilyon dolar değer kaybederken, sektör hisse senetleri 2011’deki tepe noktasına göre % 73 düşerken, petrol üreticileri aynı dönemde % 49 değer kaybetti. 2016 yılı Şubat ayında Cape Town’da toplanan 6,000’den fazla sektör yöneticisi, bankacı, broker, analist, maden sektörü çalışanları ve muhabirlerin ana konusu dünyada şu anda mevcut bulunan metal, kömür ve demir cevheri stoklarının erimesinin ne kadar zaman alacağıydı.

Anglo American CEO’su Mark Cutifani’ye göre, fiyatlar daha düşük seviyelerde daha uzun süre kalma eğilimi gösterdiği için bu yıl en kötü yıl olabilir. Cutifani, şirketinin “yazın ardından gelmesi kaçınılmaz olan kış için” hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Mark Cutifani, 33 ay önce göreve geldiğinden bu yana şirketin satışlarının ayda ortalama 350 milyon dolar azaldığını açıkladı.

Cape Town’daki toplantıda görüldüğü kadarı ile iki farklı düşünce hakim: sıkıntılı durumda bulunanlar ve bu durumdan güçlenerek çıkarak bir sonraki yukarı döngüye daha güçlü girecek olanlar. Vedanta Resources CEO’su Tom Albanese, dibin görüldüğüne dair bir iddiada bulunmak konusunda kuşkuluydu. Vedanta, benzer şirketler gibi, borçlarını ödemeye odaklanmış durumda bulunuyor. Rio Tinto’nun eski CEO’su Albanese, “Bu işi en iyi yapan şirketler toparlanma konusunda da en iyileri olacaktır.” dedi.

Demir cevherinden bakıra kadar tüm madenlerde yaşanan arz fazlası sektörü bekleyen en büyük sorun. Çin’in bir dönemin en yavaş ekonomik büyümesini görmesiyle metallerde arz fazlası sorunu ortaya çıktı ve Cutifani’ye göre bu durumun en büyük sorumlusu sektörün kendisi oldu. Maden sahalarının kapatılmasının ardından sahaların çevresel olarak temizlenmesinin yarattığı maliyet nedeniyle şirketler maden sahalarını kapatmaktan kaçınıyor. South32 Ltd CEO’su Graham Kerr, “Arz fazlası bir çok emtiada var. Ne kadar sancılı olursa olsun, sürdürülebilir ve uzun vadeli bir gelecek yaratmak için arz fazlası sorunu piyasayı terk etmeli.” dedi.

Önümüzdeki dönemde arzdaki artışın ve talepteki zayıflamanın devam etmesi durumunda, metal fiyatlarının öngörülenden daha çok düşmesi, bu durumun ise söz konusu metalleri ihraç eden ülkeler açısından ciddi sorunlara yol açması, ithal eden ülkelere ise önemli avantajlar sağlaması beklenmektedir. Son yıllarda sanayi metallerinin yansıra kıymetli metallerin fiyatlarında görülen gerileme, emtia fiyat döngüsünde yaşanan hızlı artışın (commodity super cycle) sonuna gelinmiş olabileceğine dair sinyaller vermektedir. Ancak, son dönemde fiyatlarda görülen gerilemeye rağmen, metal fiyatları 10 yıl öncesinin yaklaşık 1,4 katı düzeyindedir.

Dünya Bankası tahminlerine göre, 2016 yılında demir cevheri başta olmak üzere, çinko ve alüminyum dışında kalan tüm metallerin fiyatlarında bir önceki yıla göre gerileme; buna karşılık çinko ve alüminyumda ılımlı bir yükseliş beklenmektedir. 2014 yılında % 28 değer kaybeden demir cevheri fiyatının, büyük üreticilerin Brezilya ve Avustralya’daki düşük maliyetli üretimlerini artırması ve Çin’deki zayıf talep görünümünün etkisiyle 2015 yılında da düşmeye devam etmesi ve yılsonu itibariyle fiyatların % 22,7 oranında gerilediği görülmektedir.

2025 yılına gelindiğinde, 2015 yılına göre fiyatı en çok artan metalin % 16 ile çinko olacağı, onu sırasıyla % 15 ile alüminyum ve % 13 ile demir cevherinin takip edeceği; buna karşılık, fiyatı en çok düşen metalin % 13 ile altın olacağı ve altını % 1 ile bakırın takip edeceği tahmin edilmektedir. Metallerin yönü bu yıl sonuna kadar muhtemelen aşağı olacak. Birçok anahtar unsurdan bir tanesi Çin’in yavaşlamaya devam etmesi ve yakın bir zamanda toparlanma işaretinin olmamasıdır.

Nadir AVŞAROĞLU
Maden Mühendisi
Mart – 2016

Kaynaklar :

1-Emtia Raporu, Metaller ve Mineraller/Kıymetli Metaller Hammadde ve Temel Girdiler Analiz Dairesi, 2015

2-Bloomberg, Madencilik Sektörü En Kötüyü Henüz Yaşamadı, http://www.bloomberght.com/ haberler/haber/1853944-14-trilyon-dolar-kaybeden-madencilik-sektoru-en-kotuyu-henuz-yasamadi 12-Ocak-2016

3-2005 Dünyadaki Ekonomik Gelişmelerin Işığında Metal Fiyatlarındaki Artışlar H.İ. Kırşan MTA Genel Müdürlüğü Fizibilite Etütleri Dairesi, Türkiye 19. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Fuarı İzmir-Türkiye 09-12 Haziran 2005

4-Emtia endeksi 16 yılın en düşük seviyesinde, http://www.businessht.com.tr/forex/haber /1157729-bakir-ve-nikelin-dususuyle-emtia-endeksi-16-yilin-dip-seviyesinde 24-Kasım-2015

5-Maden ve Petrol Fiyatlarının Azalması Nedeniyle Glencore Firmasının Karı % 69 Düştü,

http://www.economy.gov.tr/ 1-Mart-2016

Blog yazıma tepki göster
Harika
0
Harika
Beğendim
0
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir