Sıtkı Hocam, sen küçüktün hatırlamazsın
Biii de Muhsin Bey filmi vardı….
Ülkede kaybolan değerler üzerine
Bir Şener Şen filmi
Züğürt Ağa
Namuslu
Muhsin Bey
Dehşet biii karakter,
Muhsin Kanadıkırık
Temiz, dürüst, saf, ilkeli, iyi vatandaş
Türkiye’deki yozlaşmayı bir çok açıdan izleyiciye sunan
Sinemamıza özgü, bizden renkler taşıyan
Önemli bir film….
19. yüzyıldan kalma İstanbul evleri yıkılmakta,
Eski İstanbul sakinleri göçe zorlanmakta,
Türk sanat müziğinin esamisi okunmamakta,
İnsanlık, ticaret ve sanat hızla ve vahşi bir şekilde yozlaşmakta
Çiçekler susuzluktan ölmekte……
Muhsin Bey hapisten çıkar, evine gelir.
Çiçekler ölmüştür….
Eskiden bir yer ayarlardın
Güneşi iyiyse yerini de sevdiyse ne biçim açardı
Şimdi güneş aynı, ışık aynı, yer aynı …
Suni gübre istiyorlar
Bir iki gr. potas koyunca
Bir coşuyor namussuzlar ama sonra …
Ölüyorlar
Sıtkı kardeşim, sen küçüktün hatırlamazsın
Beni en çok etkileyen sahne;
Muhsin bey’in organize ettiği yarışmaya başvuru için gelen, heyecandan, soğuktan elleri titreyen ve üstü başı dökülen gariban doğulu vatandaşın bozuk şivesiyle konuştuğu sahnedir. Aslında şive bozuk değildir. Bu adamın doğal konuşmasıdır. Ama o konuşma, o üst baş, o duruş… zavallılık anca bu kadar anlatılabilir.
Vurucu yer filmin sonundadır.
– Ağam kusura kalma kendimi kurtarmam gerekti
-…kurtardın mı bari?
Sisteme ve düzene entegre olmuş adam pavyondadır.
Muhsin Bey sorar “kurtardın mı bari”
Final sahnesidir
Muhsin bey’in film boyunca çalışmayan külüstür arabasının,
Hayatını yeniden düzene koymaya karar verişinden sonra tek kerede çalışır
Muhsin bey, Sevda hanım, çocuk ve bebek aynı yataktadırlar.
Muhsin bey, Sevda hanım’ın kendisi hakkında düşündüklerini öğrenir,
İnsanın boğazında tükürüğü düğümlenir.
Damardan bir şarkı ile film biter.
Ağlamakla, inlemekle ömrüm gelip geçiyor.
Devası yok, garip gönlüm günden güne eriyor.
Sıtkı Hocam, sen küçüktün hatırlamazsın
Muhsin Bey; bu ülkede kaybolmuş değerlerin filmidir.