20Kas2024

Paylaş

KAÇINILMAZ SON; YENİLENEBİLİR ENERJİ

Nadir AVŞAROĞLU

Maden Mühendisi

Amerika’nın Teksas Eyaleti’nde Harvey Kasırgası, Karayipler, Küba ve Florida’yı vuran Irma Kasırgası, Meksika’da 8.2 şiddetindeki deprem, İstanbul’un üzerinde dolaşan kara bulutlar. National Geographic’in web sitesinde geçenlerde çıkan bir makaleye göre, Amerika’daki yüzlerce şehir 2050’ye kadar sular altında kalacak. 2017 itibarıyla ABD’de 90 sahil yerleşimi su basma tehdidi altında ve insanlar artık yaşadıkları bölgeyi terk etmek zorunda kalıyor. Dünya benzeri görülmemiş büyüklükte bir tehditle karşı karşıya. Dünya üzerinde iklimle uğraşan bilim insanlarının çoğu, yaşadığımız iklim değişikliğinin canlılar dünyası ve medeniyet için çok büyük bir sorun teşkil edeceğini, hatta yıkım getirebileceğini söylüyor.

Dünyada iklimin insan kaynaklı olarak değiştiğini ilk açıklayanlardan ve 30 yıl önce ABD Senatosu’nda yaptığı “tanıklıkla” hepimizi uyaran iklimbilimci ve fizikçi James Hansen, son araştırma ve makalelerinde artık kaybedecek bir saniyemizin bile kalmadığını net olarak ortaya koyuyorlar. Hansen’e göre, dünyanın enerji dengesini bozan ve küresel ısınmaya yol açan fosil yakıtların (kömür, petrol, doğal gaz) topraktan çıkarılmasını ve kullanımını hızla azaltıp hatta durdurup tümüyle yenilenebilir enerji kaynakları (güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal vb.) kullanımına geçemezsek büyük felaketlerin yaşanacağından bahsediyor.

Artık bu konuda ülkemizde de somut adımlar atılıyor. Özellikle 2009 yılından sonra yenilenebilir enerji konusunda önemli gelişmeler kaydedildi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimindeki toplam kurulu güç kapasitesi 2009 yılında 15,5 GW iken 2015 yılı itibarıyla bu rakam 31,6 GW seviyelerine getirilerek bu alanda gözle görülür bir ilerleme kaydedildi. 2016 yılsonu itibarıyla ise Türkiye’nin yenilenebilir enerji toplam kurulu gücü 34,2 GW olarak kayıtlara geçmiştir. Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlar bir önceki yıla oranla % 46 oranında artarak 2015 yılında 1,9 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye bu yatırımlarla yenilenebilir enerji alanında İngiltere, Fransa ve Hollanda ile birlikte 1 milyar dolar eşiğini aşan dört Avrupa ülkesinden biri olmuştur.

Yenilenebilir Enerji Öngörülen Kapasiteler* (MW)

Hidrolik Rüzgar Jeotermal Biyokütle Güneş TOPLAM
2015 25.868 4.503 624 362 24 31.606
2017 Haziran 27.044 6.161 861 603 1.363 36.062
2019 Str.Bel. 32.000 10.000 700 700 3.000 46.400
2023 Eyl.Planı 34.000 20.000 1.000 1.000 5.000 61.000

*ETKB 2019 Stratejik Belgesi ve 2023 Ulusal Yenilenebilir Eylem Planı’nda

ETKB 2019 Stratejik Belgesi ve 2023 Ulusal Yenilenebilir Eylem Planına göre, 2019 yılında % 46,8, 2023 yılında ise % 93 oranında artış öngörülmektedir. 2023’te Türkiye kurulu gücünün % 49’unu yenilenebilir enerji kaynakları oluşturacaktır. Bu planda, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesiyle ilgili olarak; yerli kömüre dayalı elektrik üretiminin 60 milyar kWh’a çıkarılması, HES’lerin kurulu gücünün 32.000 MW’a çıkarılması, RES’lerin kurulu gücünün 10.000 MW’a çıkarılması, JES’lerin kurulu gücünün 700 MW’a çıkarılması, GES’lerin kurulu gücünün 3.000 MW’a çıkarılması ve biyokütleye dayalı kurulu gücünün 700 MW’a çıkarılması gibi hedefler belirlenmiştir. Ayrıca Akkuyu NGS’nin test üretimine başlaması, Sinop NGS’nin inşaatına başlanması, üçüncü NGS hazırlıklarının sonuçlandırılması hedefleri de vardır.

HİDROELEKTRİK ENERJİ

Hidrolik enerji suyun akış veya düşüş hızı neticesinde güç kazanması ve bu gücün elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle elde edilen bir enerji çeşidi olup Türkiye hidrolik enerji bakımından oldukça yüksek bir potansiyele sahiptir. 2016 yılı sonu itibariyle, işletmede bulunan lisanslı ve lisanssız 597 adet HES ile 26.681 MW’lık kurulu güce ve toplam kurulu gücün yaklaşık % 34’üne karşılık gelmektedir. Hidroelektrik üretimi 2016 yılında 67,3 milyar kWh olarak gerçekleşmiştir. 2017 Haziran itibarıyla kurulu güç 27.043,6 MW, lisans alan projeler 8.054,95 MW, lisans alması uygun bulunan projeler 2.571,38 MW olmak üzere 37.669,93 MW kurulu güç faal durumda, yapım ve planlama süreçlerindedir.

Ülkemizin enerji planlaması için en önemli yenilenebilir enerji olan hidroelektrik enerji potansiyelinin öncelikli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Hidroelektrik enerjinin sürekliliğinin sağlanması, hidroelektrik potansiyelinin gerçekçi olarak belirlenmesi, ekosisteme saygılı olarak değerlendirilmesi ve toplumsal yararın dikkate alınması gereklidir. Hidrolik santrallerden elektrik enerjisi üretiminin planlanması mevcut su potansiyeli üzerinden yapılmamalı, hidroelektrik santrallerle ilgili planlama sürecinde, havza bütününde havzanın doğal, kültürel, sosyolojik ve ekonomik değerlerinin birlikte değerlendirilmesi zorunluluğu dikkate alınmalıdır.

RÜZGAR ENERJİSİ

Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olması nedeniyle rüzgar enerjisi potansiyeli bakımından oldukça önemli bir konumdadır. Türkiye’nin hesaplanan rüzgar enerjisi potansiyeli 88 bin MW civarındadır ve bu potansiyelin büyük çoğunluğu Ege, Doğu Akdeniz ve Marmara bölgelerinde bulunmaktadır. OECD ülkelerinin geneline bakıldığında en yüksek rüzgar enerjisi potansiyeline sahip olan ülke Türkiye’dir. Teknik potansiyel bakımından Türkiye; Almanya’nın yaklaşık 7 ve İspanya’nın ise 2 katı daha fazla potansiyele sahiptir. Buradan hareketle Türkiye’nin elindeki potansiyeli bütünüyle ve etkin bir şekilde kullanarak bugün Almanya’nın ürettiği rüzgar enerjisinin yaklaşık 7 katı daha fazla enerji üretebilecek kapasitesi bulunmasına rağmen Almanya, Türkiye’den yaklaşık 8,5 kat daha fazla toplam kurulu güce sahiptir.

Türkiye’nin Rüzgar Enerjisi Kurulu Güç Değişimi – 2016 (MW)

C:\Users\Nadir AVSAROGLU\Desktop\2222\22.jpg

Kaynak : IRENA

Potansiyelin yüksek olmasının yanında bir ülkede rüzgârın hızının fazla olması da rüzgâr enerjisinden faydalanma noktasında önemlidir. Türkiye’de rüzgâr hızı ortalama 7,5 m/s olarak hesaplanmaktadır. Bu özelliği ile Türkiye yine birçok ülkeye göre rüzgâr enerjisi üretiminde önemli bir avantaja sahiptir. Rüzgâr enerjisi konusunda yaşanan çok sık mevzuat değişiklikleri sektörü olumsuz şekilde etkilemektedir. Rüzgâr Enerjisi Santrali (RES) projelerinde gerekli izinlerin alınması uzun zaman almaktadır.

GÜNEŞ ENERJİSİ

Türkiye’nin güneşlenme süreleri sene içerisinde değişiklik gösterse de yıllık olarak yaklaşık 2.738 saattir. Ortalama olarak günlük 7,5 saat güneşlenme süresine sahip olan Türkiye’nin Almanya’dan % 60 daha fazla güneş ışınlarından yararlanma olanağı vardır. Türkiye’nin güneşten elektrik üretim potansiyeli yapılan hesaplamalar doğrultusunda en az 500.000 MW olarak tahmin edilmektedir.[1] Elektrik üretiminde güneş enerjisi teknik potansiyeli 189 GWh/yıl olan Türkiye, bu alanda kendisine en yakın ülkeler olan İspanya ve Fransa’dan yaklaşık % 30 daha fazla potansiyele sahiptir. Türkiye’nin 2014 yılında yaklaşık 40 MW olan kurulu güç kapasitesi 2015 yılı itibarıyla % 519 artarak 249 MW’a yükselmiş ve 2016’da ise 830 MW seviyesine ulaşmıştır.[2]

Türkiye Toplam Kurulu Gücünün Kaynaklara Göre Yıllık Gelişimi

FOSİL YAKITLAR YENİLENEBİLİR KAYNAKLAR TOPLAM
TERMİK HİDROLİK GES+RES+JES YENİLENEBİLİR
MW (%) MW (%) MW (%) MW (%) MW
1985 5229,3 57,3 3874,8 42,5 17,5 0,2 3892,3 42,7 9121,6
1990 9535,8 58,4 6764,3 41,5 17,5 0,1 6614,8 41,8 15808,2
1995 11074,0 52,8 9862,8 47,1 17,5 0,1 9880,3 47,2 20954,3
2000 16052,5 58,9 11172,5 41,0 36,4 0,1 11211,6 41,1 27264,1
2005 25902,3 66,7 12906,1 33,2 35,1 0,1 12941,2 33,3 38843,5
2010 32278,5 65,2 15831,2 32,0 1414,4 2,9 17245,6 34,8 49524,1
2015 41847,4 57,2 25867,8 35,4 5432,4 7,4 31300,3 42,8 73147,6

TERMİK: Petrol, Kömür, Doğalgaz, Atık Enerjileri

Günümüzde güneş enerjisinden elektrik üretimi dünya ortalaması % 1’dir. İtalya elektrik üretiminin % 8’ini, Yunanistan % 7,5’ini ve Almanya % 6,7’sini karşılarken, güneş ülkesi olan Türkiye ise sadece % 0,5’ini güneş enerjisinden elde edilmektedir. Güneş enerjisi potansiyelinin elektrik amaçlı kullanımında ülkemizin bilimsel, kalıcı bir politikası yoktur. Güneş enerjisi ile elektrik üretimine birçok ülkede çatı uygulamalarıyla başlanılmış olmasına rağmen ülkemizde bu yol tercih edilmemiştir. Metrekareye düşen güneş enerjisi miktarı Avrupa ortalamasının iki katı ve bir güneş ülkesi olan Türkiye’de güneş enerjili eko-mimari uygulamaları başlatılmalıdır. Konutlarda doğal enerji üreten sistemlere geçilmelidir.

JEOTERMAL ENERJİ

Yer kabuğunun çeşitli bölgelerinde toplanan sıcak su, buhar ve gazlardan elde edilen bir enerji çeşidi olan jeotermal enerji az maliyetli ve çevreci bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Türkiye coğrafi olarak bu yenilenebilir enerji kaynağının yaygın olarak bulunduğu bir bölgede yer almaktadır. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) yaptığı hesaplamalara göre, Türkiye toplam 31.500 MW termal ısı potansiyeline sahiptir.[3] Bu özelliği ile Türkiye, Avrupa’da 1. ve dünyada ise 7. sırada yer almaktadır.[4] Ülkemizde sıcaklıkları 20-242 °C arasında değişen 1.500 adet sıcak ve mineralli su kaynağı mevcuttur. Şu an Türkiye’de 90.000 konut eşdeğeri bina, 3.000,000 m2 sera ve 400 spa tesisi jeotermal enerjiyle ısınmaktadır.

Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyeli teorik olarak 31.500 MW varsayılmaktadır. İspatlanmış fiili kullanılabilir teknik kapasite 4.078 MWt olup, bu kapasitenin halen % 34’ü (1.306 MWt) kullanılmaktadır. Elektrik üretimine uygun teknik potansiyel ise 600 MWe olarak kabul edilmektedir. Ancak İTÜ Enerji Enstitüsü, yapılacak yeni saha araştırma ve sondaj çalışmalarıyla, bu rakamın 2.000 MWe’a yükseltilebileceğini öngörmektedir. Bugün, devredeki santralların kurulu gücü 860,8 MW’a ulaşmış olup 2019 için konan 700 MW’lık hedef bugünden aşılmıştır. Lisans alan ve yatırım sürecinde olan jeotermal elektrik santrallerinin kurulu gücü 252,4 MW’tır. 349.59 MW’lık bölümü önlisans almış toplam 555,99 MW proje de önlisans sürecindedir. Yaklaşık 150-200 MWe için de arama, saha çalışmaları devam etmektedir.

Jeotermalin, diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına oranla en hızlı büyüyen enerji türü olduğunu söylemek mümkündür. Jeotermal elektrik santraller hidrolik ve rüzgar enerjisi santrallerinden 3 kat, güneş enerji santrallerinden ise 5 kat daha verimli çalışmaktadır. 4,2 milyon USD megavat maliyetine ve tüm arama risklerine rağmen jeotermal yatırımcısı şirketler geçtiğimiz 8 ayda, % 70’lik büyüme oranı ile jeotermal enerjiden elektrik üretimi 690 MWe’den 1007.8 MWe’ye yükselerek, Türkiye jeotermal elektrik sektöründe en hızlı büyüyen ülke olarak tarihe geçmiştir. İçinde bulunduğumuz yılın ilk yarısı itibariyle jeotermal enerji üretiminde Türkiye, 4.2 milyar dolarlık yatırımlar ile 1.007,8 Mega Watt’a ulaşarak, uluslararası bir başarı gösterip dünya 4.lüğüne yerleşmiştir. Dünyada 1.000 MW’ın üzerinde jeotermal kaynaklardan elektrik üreten 4 ülke mevcuttur ve Türkiye de 1.000’ler kulübünün artık üyesidir.[5]

BİYOKÜTLE ve BİYOYAKIT SEKTÖRÜ

Türkiye’de günden güne artan bir seyir izleyen biyokütle ve biyoyakıt enerjisinin kullanımı genel olarak ısınma ve pişirme gibi geleneksel tekniklerden oluşmaktadır. Ülke genelinde potansiyeli yüksek olan biyokütle enerjisi diğer yenilenebilir enerji çeşitlerine nazaran kullanım açısından daha geri plandadır. 2016 yılsonu itibarıyla Türkiye’nin biyokütle enerjisi kurulu gücü yaklaşık 467 MW seviyelerinde bulunmaktadır. EPDK verilerine göre hâlihazırda işletmede olan 43 biyokütle tesisi olmakla birlikte kısmi işletmede olan 10 tesis, henüz işletmeye alınmamış 7 tesis bulunmaktadır.

Atıklar hariç yerli tarım ürünlerinden üretilmeyen ve/veya ithal edilen biyoyakıtlar, ülkemizin ekonomisine hiçbir katma değer yaratmamaktadır. Biyoetanol, benzin/biyoetanol, biyodizel, motorin/biyodizel karışımlarının ithalatına izin verilmemelidir. Biyoyakıtlar yerli hammadde ile üretildiğinde ülke ekonomisine katkı sağlar. İthal hammadde ile üretilen veya ithal edilen biyoyakıtın veya biyoyakıt karışımlı akaryakıtın ülke ekonomisine hiç bir faydası yoktur.

Türkiye Enerji Üretiminde Kaynakların Gelişimi (milyon kwh)

C:\Users\Nadir AVSAROGLU\Desktop\333.jpg

Kaynak : TMMOB Makina Müh. Odası

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Günümüzde sera gazı etkisinin azaltılması amacıyla yenilenebilir enerjilere yönelmek ne kadar zorunluysa, enerji verimliliği de bir o kadar önemlidir. Son yıllarda enerji verimliliği konusunda bazı hedefler belirlenmişse de, geçmişten günümüze Türkiye’nin enerji politikası, talebin öncelikle, enerji verimliliğinin getireceği kazançlarla değil, yeni üretim tesislerinin yaratacağı ilave arz ile karşılanması üzerine inşa edilmektedir. Bugüne kadar ETKB’nın kurumsal olarak veya her hangi bir bakanın, bakan sıfatıyla yaptığı,”enerji talebimizi enerji tasarrufu ile şu kadar azalttık” vb. bir açıklaması olmamıştır. En az % 25 enerji tasarrufu potansiyeli olmasına rağmen, bu potansiyeli değerlendirecek politika ve programlar uygulanmadığı için, enerji ithalatına yıllardır fazladan döviz ödenmektedir.

SONUÇ YERİNE

Tüm Dünyada muazzam bir çölleşme var. Birçok araştırmacıya göre, Türkiye’de yıllık ortalama yaz sıcaklıkları son 80 yılda 1 ila 3,5 derece arttı. Bu rakamlar küçük görünüyorsa da aslında ölümcül rakamlardır. İklim değişikliğinin başlıca sebeplerinden biri, petrol ve termik santraller gibi karbon salınımı olan enerji kullanımıdır. Artık, kömür, petrol ve doğalgazdan vazgeçmek gerekiyor. İklimbilimci James Hansen, halen atmosferde 407 ppm (milyonda parçacık) olan ve dünyayı sera gibi kapatıp enerji giriş-çıkış dengesini bozan karbondioksit ve diğer sera gazları seviyesini 350 ppm’i indiremezsek dünya için önemli bir tehdit olduğunu belirtiyor.

Dünyanın önde gelen üniversitelerinden araştırmacılar uluslararası bir araştırma kuruluşu adına dünya yüzünde 139 ülkenin 2050’ye kadar yüzde yüz temiz, yenilenebilir enerjiye geçmesi için ayrı ayrı yol haritaları hazırlamış durumda. Bu, dünya çapında bir devrimdir. Araştırmacılar tarımda, ısıtmada, ulaşımda, enerji için, klima için kullanılan fosil yakıtlardan salınan sera gazlarının % 99’undan sorumlu 139 ülkeyi tespit ettiler ve bu ülkelerin hepsinin, fosil yakıtların  tamamını bırakıp hızla güneş panellerine, rüzgâr enerjisine, hidroelektrik enerjiye geçebileceğini matematiksel olarak ispat ediyorlar. Bütün sektörlere ve istihdam meselelerine de bakıyorlar: Ulaştırmayı, klimayı, endüstriyi, tarımı, ormancılığı ve balıkçılığı tamamen yenilenebilir enerjiye geçiriyorlar. Rüzgâr, su ve güneş enerjisine çeviriyorlar.

Enerjide Dışa Bağımlılık (%)

C:\Users\Nadir AVSAROGLU\Desktop\111.jpg

Kaynak : TMMOB Makina Müh. Odası

Artık evimizde, işyerimizde bireysel tedbirlerimizi alarak kendimizi ve dünyamızı kurtaramaz mıyız, diye soruluyor? Suları idareli kullanmak, diş fırçalarken muslukları açık tutmamak, uçağı, arabayı az kullanmak, yürümek, bisiklete binmek, eski tip ampulleri sarfiyatsız ampullerle değiştirmek. Bunların hepsi çok önemli ama bunlarla dünya kurtulur sanırsak, kendimizi aldatmış oluruz. Asıl mesele sistemde. Önce zihinsel bir dönüşümden geçmemiz gerekiyor. Dev endüstrilerle baş etmemiz şart. Son 30 yılda atmosfere karbondiyoksit ve diğer sera gazları salımının % 70’ten fazlasını salan bir avuç şirket var. Kısacası; çare de, çözüm de belli.

Kaynaklar :

1- Dünyada ve Türkiye’de Yenilenebilir Enerji, Erdal Tanas Karagöl, İsmail Kavaz, SETA, Nisan 2017

2- Türkiye’nin Enerji Görünümü 2016, TMMOB Makina Mühendisleri Odası, Nisan 2016

3- Türkiye Enerji Görünümü, Eylül 2017, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu

  1. Kemal Gani Bayraktar, “Güneş Ülkemizin Enerji Geleceğidir”, Enerji ve Maden Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 13, (Nisan-Haziran 2016), s. 50
  2. “2017 Yılı Bütçe Sunumu”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
  3. “Jeotermal Enerji Araştırmaları”, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), http://www.mta.gov.tr/v3.0/arastirmalar/ jeotermal-enerji-arastirmalari, (Erişim tarihi: 20 Kasım 2016).
  4. “Türkiyede Jeotermal Enerji”, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, http://www.eie.gov.tr/yenilenebilir/turkiyede_jeo.aspx, (Erişim tarihi: 22 Kasım 2016). 35. “2017 Yılı Bütçe Sunumu”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı.
  5. JESDER yön. Kur. Başkanı Ufuk Şentürk’ün 17.08.2017 tarihli basın açıklaması
Blog yazıma tepki göster
Harika
0
Harika
Beğendim
0
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir