YAKIN GELECEKTE KÖMÜR İŞÇİLERİ İŞSİZ KALACAK
Günümüz dünyasında, küresel karbon emisyonunu azaltabilmek adına yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş tüm dünyada çok yakın gözüküyor. İklim krizinin etkilerini dengelemek adına yapılan bu dönüşüm, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını hızla arttırırken karbon salınımını da azaltmayı planlıyor.
Karbon salınımı hızla artarken kişisel ve kitlesel olarak yapılan tüm tercihler, küresel iklim krizine çeşitli oranlarda etki ediyor. Ne yazık ki bu etkilerin en büyüğü, çevreye yayılan karbondioksit (CO2) oranını ifade eden karbon salınımından kaynaklanıyor. Kişi ve kurumların her seçimi dünya üzerinde “karbon ayak izi” adıyla somut bir işaret bırakıyor. Bu kavram, atmosferdeki sera gazlarının karbondioksit cinsinden karşılığını oluşturuyor. Karbon ayak izinin fazla olması, gezegeni ve tüm ekosistemi en çok olumsuz etkileyen faktörlerin başında geliyor.
Tüm bu nedenlerle başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok dünya ülkesi karbon salınımını azaltacak tedbirler alıyor ve geleceğe yönelik vizyon paketleri açıklıyor. Bu nedenlerle başta kömür ve petrol olmak üzere karbon salınımı yaratan birçok fosil yakıtın üretimi ve tüketiminden vazgeçilmekte. Bu durumda ise önümüzdeki dönemde kömür madenciliğinin küçülmesi, daralması ve hatta kapanması söz konusu olacak.
Bu gelişmelere paralel olarak, uluslararası düşünce kuruluşu Global Energy Monitor (GEM) tarafından hazırlanan “Küresel Kömür Madeni Takipçisi” raporunda, küresel kömür üretiminin yüzde 90’ından sorumlu olan 4 bin 300 aktif ve planlanan kömür madenindeki istihdama ilişkin veriler yayımlandı. Bu kapsamda bir ilk olarak açıklanan çalışmaya göre, dünyada faaliyette olan kömür madenlerinde 2,7 milyon madenci direkt olarak istihdam ediliyor.
Dünyada madenlerin kapatılmasına yönelik planlar ile pazarın ucuz ve temiz enerji kaynakları sektörüne dönüşümü nedeniyle, 2050 itibarıyla yaklaşık 1 milyon (990.200) madencinin işten çıkarılma riskiyle karşı karşıya olduğu tespit edildi. Günümüzde yaklaşık 2,7 milyon kömür madencisi dünya kömürünün %93’ünü üretiyor ve bu işçilerin büyük çoğunluğu Asya’da çalışıyor (2,2 milyon işçi). Kömürü aşamalı olarak sonlandırmaya yönelik iklim taahhütleri vermeden önce bile, yaklaşık 243.100 işçi çalıştıran Dünyanın en büyük on kömür üreticisi şirketi 2050 yılına kadar kömür madenciliği çekilebileceği ifade ediliyor.
2050 yılına gelindiğinde, kömür endüstrisinin öngörülebilir kapanışları göz önüne alındığında, işletme madenlerinde yaklaşık 1 milyon kömür madeni işi (990.200) artık mevcut olmayacak ve potansiyel olarak mevcut işgücünün üçte birinden fazlasını (%37) işten çıkarılacak. Bu gelişmeler ışığında kömür endüstrisinin 2035’e kadar yaklaşık yarım milyon (414.200) kişiyi işten çıkaracağı tahmin ediliyor. Bu da günde ortalama 100 işçinin işten çıkarılma riskiyle karşı karşıya kalması anlamına geliyor. Öngörülen maden kapanmaları göz önüne alındığında, 2050 itibarıyla, yaklaşık 1 milyon istihdam kaybı yaşanacağı hesaplanıyor. Kömür madenlerin kapanmasından en fazla Çin ve Hindistan’daki istihdamın etkileneceği öngörülüyor.
Dünyadaki kömür üretiminin yarısından fazlasını oluşturan Çin’deki madenlerde 1,5 milyonun üzerinde madenci çalışıyor. Dünyanın ikinci en büyük kömür üreticisi olan Hindistan’da ise resmi kayıtlara göre 337.400 madenci istihdam ediliyor. Bu iki ülkeyi, 160 bin madenci istihdamıyla Endonezya, 109 binle Rusya ve büyük kısmı Polonya’da olmak üzere 90 binle Avrupa takip ediyor. Hindistan devlet şirketi olan Coal India ise 2050’ye kadar 73 bin 800 kişiyi işten çıkarma riskiyle, şirketler arasında ilk sırada yer alıyor.
GEM Küresel Kömür Madeni Takipçisi Proje Yöneticisi Dorothy Mei, rapora ilişkin değerlendirmesinde, kömür madenlerinin kapanmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, işçiler için ortaya çıkacak ekonomik ve sosyal zorlukların önlenebileceğini kaydetti. GEM Kömür Programı Direktörü Ryan Driskell Tate ise, “Temiz enerji dönüşümünün sadece laftan ibaret olmadığından emin olmak istiyorsak, işçileri gündemin ilk sırasına koymalıyız. Enerji dönüşümüne odaklanan teknolojiler ve piyasalarla, kömür madencilerinin ve topluluklarının endişeleri konusunda proaktif olmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Ülkemizde 2021 yılında, 121.617 kişi kömür ve linyit çıkarılması, metal cevheri madenciliği ve diğer madencilik ve taş ocakları sektöründe istihdam edilmiştir. 2010 yılındaki istihdam sayısının 122.059 olduğu düşünülürse bu rakamın çokda değişmediği ifade edilebilir. Ancak kömür ve linyit çıkarılması alanında çalışan işçi sayısı 2019 yılında 36.436 çalıştığı (MAPEG verileri) bilinmektedir. İstatistiklere göre ülkemizde kömür ve linyit çıkarılmasında yıllar içinde meydana gelen istihdam düşüşü yaşanmasına rağmen metal cevheri madenciliği ve diğer madencilik ve taş ocakları alanlarında istihdam artışı gözlenmektedir.
Global Energy Monitor’un yayınladığı raporda; Türkiye’de yaklaşık 2000 kömür madeni işçisinin 2050 yılına kadar işsizlikle karşı karşıya kalacağı ve bu sayının daha da artabileceği açıklanmıştır. Rapor Türkiye’nin de kömür madenciliği iş kayıplarıyla karşı karşıya kalacağını tahmin ediyor. Elde edilen verilere göre, Türkiye’de yaklaşık 2000 işçi 2050 yılına kadar işsizlikle karşı karşıya kalacak, ancak yaklaşık 12.000 maden işçisi de, maden ömrü bilinmeyen madenlerde çalıştığı için bu sayının daha da artabileceği belirtiliyor.
Bunların dışında ilgili raporda; Kömür madenlerinin kapatılması kaçınılmazdır, ancak işçiler için ekonomik sıkıntı ve sosyal çekişme değildir. Ülkenin karbondan arındırmanın devam eden etkilerini düzenli olarak gözden geçirdiği İspanya’da olduğu gibi uygulanabilir geçiş planlaması gerçekleşiyor. Hükümetler, kendi adil enerji geçiş stratejilerini planlamadaki başarısından ilham almalıdır.
Kömür endüstrisi, yakın vadede kapanacak uzun bir maden listesine sahiptir–bunların çoğu devlet hissesine sahip devlete ait işletmelerdir. Hükümetlerin, temiz bir enerji ekonomisine geçerken bu işçiler ve topluluklar için yönetilen bir geçişi sağlamak için yükten paylarını almaları gerekiyor.
Nadir AVŞAROĞLU
Maden Mühendisi
Ekim – 2023