Yıllar önce Konya’dan Ankara’ya okumaya gelen bir gençle sohbet etmiştik. Ankara’da en çok ne ilgini çekti sorusuna; “Çok fazla heykel var. Bir de hep yokuş ve merdivenler” cevabını verdi.
Bir başkent için çok fazla heykel algılanabilir. Konya gibi bir yerden gelen biri içinse Ankara’nın yokuş ve sokak merdivenleri muhakkak ki dikkat çekici. Oysa hayatını benim gibi Dikmen’de vadi ve bağların arasında geçirmiş biri olarak Yokuşlar ve sokak arası merdivenler sanki hayatın doğal akışı gibiydiler.
Ta ki, 30 yıllık çalışma hayatının ardından eşimin, evimizden 300 metre sonrasında olan işyerine gitmek için her gün iki kez inip ve çıktığı 89 basamaklı Vezinli Sokağın merdivenlerinde zorlanmaya başladığında, ben de Ankara’nın merdivenlerini keşfettim. Eşim evinden 300 metre sonrasındaki işyerine gidebilmesi için eşime bir araba aldık. Gerçekten de bir Konyalı’nın bu durumu algılaması çok zor.
Yıllar sonra bir yazıda Ankara’nın merdivenleri tekrar karşıma çıktı ve bu çalışmayı kaleme aldım. Ankara’nın Merdivenleri
Nadir AVŞAROĞLU
Maden Mühendisi
Ocak – 2025