ANKARA KIZILAY’DA 3E
Müdürüm
Yaşım 60’ı aştı.
Yıllarca dostlarımla, meslektaşlarımla birlikte
Sakarya Caddesi’nde 3E adlı bir meyhaneye gittik.
Kızılay, Sakarya Caddesi, 3E’de;
Her Cumartesi akşamı,
Aynı mekan, aynı masa, aynı saat,
Aynı dostlar ve aynı masa düzeni ile
Birlikte yaklaşık 15 yıl oturduk,
Sohbet ettik, demlendik.
Mekân kapandı, biz hala doymadık.
Sakarya Caddesi’nin,
Bayındır Sokak’la kesiştiği yerde
Her Cumartesi akşamı saat 7’de
Girişteki büyük salonda
Köşedeki mobilyalı masaya otururduk.
15 yıl boyunca bizim masaya
Dostumuz, garsonumuz Bülent hizmet etti.
Önceleri telefon eder,
Masayı rezerv ederdik.
Sonraki günlerde sadece
Gelmeyeceğimiz akşamları
Bülent’i aradık ki,
Bu da 15 yıl boyunca 5-6’yı geçmez.
Garson Bülent
Herkesin ne yiyeceğini, içeceği bilir,
Sormadan, menü getirmeden masayı donatır,
Kişi sayısına ve gelenlere bakar
Ona göre de içkileri ve mezeleri getirirdi.
Acılı ezme, atom, yoğurtlu semizotu,
Barbunya pilaki ve tabiki kavun peynir.
Bir keresinde mekana ilk kez gelen
Bir dostumuz Bülent’den menüyü istedi.
Bülent; “ben ayarlıcam abi” cevabını verince,
“benim ne yiyeceğimi nereden biliyorsun”
Sorusuna, “abilerimin misafirleri de onlar gibi takılır”
Cevabını aldı.
Biraz sonra masada aynı düzen ve
Bir kadeh fazla sohbete başladık.
Garsonumuz Bülent, arkadaşların
Taleplerinin dilinden anlar,
Sımsıcak lavaşı, cin biberi ve
Çerezi kimi önüne koyacağını bilirdi.
Çoğu memur olan bizlerin aybaşını,
Maaş günlerini bilir, masayı abartmazdı.
Çoğunlukla mekanda bizden
Başka kimse bulunmazdı.
Rahat koltuklara oturur,
Bazen de üçlü kanepeye yayılırdık.
İstediğimiz gibi sohbet eder,
Bilgisayardan istediğimiz müziği açar,
Ahmet Arif’den, Atilla İlhan’dan
En çok da Süreya’dan şiirler okurduk.
Giderek avamlaşan Kızılay,
Siyasal islamın içkiye karşı tavrı,
Artan maliyetler ve
Dayanılmaz mekan kiralarına
3E fazla dayanamadı.
Yine aynı kişilerin sahibi olduğu
Route adlı mekana takılsak da
Aradığımız sıcaklığı hiçbir zaman bulamadık.
Anadolunun neresinde olursa olsun
Meyhane ve meyhanecilik bir kültürdü.
Giderek artan türkü barlar,
Pavyonvari mekanlar ve
“Yeni nesil meyhaneler” ile
Bu kültür kayboluyor.
Bir meyhanenin özel olması için
Yemeklerin, servisin, mekânın
Özel olmasına gerek yok;
Bazı yerleri anılar, yaşanmışlıklar,
Paylaşımlar özel yapar.
Babanın gençliğinde içki içtiği yerde
Şimdi sen de içebiliyorsan,
O mekân hala ayakta duruyorsa; özeldir.
Yoksa, kebabı, mezesi kimin umurunda.
Oysa hamsi tava oradaydı,
Taratorumuz, beyaz peynirimiz de oradaydı.
Rakımız buzlu, buram buram anason kokardı
Cemal Süreya’nın aşk kokan dizeleri
Sohbet, muhabbet, Müzeyyen oradaydı.
Anılar, yaşanmışlıklar, dostluklar oradaydı
Müdürüm
Vatansız Ricardo’ya sormuşlar;
Mükemmel mi?
-Hayır
Çok mu lezzetli?
-Hayır
Çok mu güzel?
-Hayır
Peki öyleyse neden?
-Nedeni yoktur, bazen sadece seversin ….
Ankara’da, Sakarya Caddesi’nde 3E
O güzel atlara bindi
ve gitti.
3E, Ankara gibiydi.
Nedeni bilmezsin,
Bazen sadece seversin
Nadir Avşaroğlu
Haziran – 2025