01Ara2024

Paylaş

KAYBOLAN MADENCİLİK KÜLTÜRÜ 07 : DİĞER CANLILAR

HAYVANLAR ve MADENCİLER SERİSİ VII

Tarihsel süreçte dünyanın birçok yerinde hayvanlar özellikle yer altında ve maden işletmelerinde madenciler tarafından üretimin bir parçası olarak kullanılmışlar. Ancak gelişen teknoloji ve daha fazla üretimi zorlayan insanoğlu, bu ortak yaşam mücadelesinin yerine daha fazla mekanik ve elektronik makinalar yerleştirerek, bu yaşam türlerinden vazgeçmiş.

Artık günümüzde modern madenlerde hayvan gücüne ya da hassasiyetine ihtiyaç duyulmuyor. Artık ne galerilerde katırlar, atlar, midilliler, ne de kömür kazılan mekanlarda kanarya ve fareler kullanılıyor. Yüzyıllardır madencilere hizmet eden bu canlıların yerini modern teknolojiler alıyor. 6 bölümde sizlere aktarmaya çalıştığım bu ortak yaşam ve çalışma alanlarının dışında kalan ve bir nebzede olsa madenciliğin farklı alanlarında kullanılan diğer canlılarda bulunmakta.

Yeraltında maden vagonlarını çekmek ve yüzeye çıkarmak için genellikle katır, at, midilli ve eşek gibi canlıların kullanıldığı biliniyor. Bu durum tarih boyunca tüm dünyada yaygın olarak kullanılmış. Ancak daha küçük çapta üretim yapan ve nispeten daha alçak galerilerde keçi ve köpek gibi hayvanlara da vagonla maden taşıtıldığı ve üretim alanında kullanıldıkları biliniyor. Bu konu hakkında Birleşik Devletler’de Colorado eyaletinde bu hayvanların yasal olarak dahi kullanıldığı biliniyor.

Yine kömür madenlerinde ve özellikle İngiltere’de kömür madenlerinde karbon monoksit gazını hissedilmesi için tavşanların da kullanıldığı biliniyor. Fareler ve kanaryalara oranla daha gelişmiş bir organizma olan tavşanlar çok kısa bir dönem Galler’deki kömür madenlerinde kabon monoksite karşı olan duyarlılıkları nedeniyle madenlerde bulundurulmuş. Madenciler vardiyaları tamamlandıktan sonra ertesi gün çalışacakları bölgeye tavşanlar için yemek ve ekmek kırıntıları bırakırlar, ertesi gün bu kırıntıların tükendiğini görürlerse çalışırlar, yoksa başka bir bölgede çalışmaya devam ederlermiş.

Ancak 1800’lerin ortalarında yaşanan büyük bir kazanın ardından madenlerde ve maden girişlerinde beyaz bir tavşanın uğursuzluk getirdiği inancı yaygın olmaya başlamış. Başta tavşan olmak üzere beyaz bir canlının kötü talih anlamına geldiği konusunda bir kanaat yaygın hale gelmiş. Bir kehanet olarak görülen bu durum, maden sahası yakınında beyaz bir hayvan görülmesi sonucunda birçok madenci yeraltına inmeye reddetmeye başlamış. Bu durum sonrasında İngiltere kömür madenlerinde tavşanlar kullanılmamış.

Bu inançla ilgili İngiliz halk edebiyatı, on yedinci yüzyıla kadar uzanmakta ve beyaz tavşanı ölümcül bir kazanın habercisi olarak tanımlamaktadır. Felaketin habercisi olan küçük beyaz hayvanlar, Alman ve Doğu Avrupalı madenciler tarafından da biliniyordu. Kıta madencilerinin geleneği olan bu inanış ve kehanetler daha sonraki yıllarda İngiliz madenciler aracılığı ile Birleşik Devletler’e de geçmiştir.

Bu örnekleri dışında bir başka madenci ve canlı ortak çalışma türü de böceklerle özellikle termitlerle- insanların maden aramaları, daha doğru bir deyişle, maden keşfetmelerine dayanır. Bu konuda yararlandığım bir makalede; jeolog Robert Brooks, açık arazilerde otlayan hayvanların tortular üzerinde büyüyen bitkileri ve otları yedikten sonra metal zehirlenmesinden hastalanarak metal tortularını nasıl ortaya çıkardıklarını anlatmaktadır. Kurşun zehirlenmesinden şüphelenilen birkaç sığır ve midillinin öldüğü Roma döneminde dahi işletilen kurşun tesislerinin bitişiğindeki tarım arazilerinin, bölgenin çimlerinde ve meralarında 200 µg/g’a kadar kurşun (kuru ağırlık) içerdiği tespit ettiklerini aktarmıştır.

Brooks, hasta hayvanların, yüksek düzeyde selenyum içerdiği tespit edilen belirli bitkileri yediklerinin nasıl keşfedildiğini açıklamış ve selenyumun genellikle uranyumla birlikte bulunduğundan bahsederek; “insanlar bitkilerin dağılımından dolayı uranyumun nerede olduğunu çıkarabildiler” demektedir. “Dört faktörden oluşan bir zincirdi: hasta hayvanlar – selenyumun bitki göstergeleri – selenyumun uranyum ile ilişkisi – uranyum keşfi”.

Yine madencilik tarihine bakıldığında Afrika’da, eski Afrika uygarlıkları, tortuları araştırmak ve ortaya çıkarmak için bir başlangıç yeri olarak termitleri ve muazzam höyüklerini kullanmışlardır. Böcekler ayrıca uzun zamandır özellikle altın ve nikel için arama yapmak için kullanılmaktadır. Termitler sürekli su aradıklarından, genellikle 70 metreden fazla derinliklere ve yüzlerce metre mesafeye kadar kazabilirler. Araştırmacı ve Adelaide Üniversitesi’nden yerbilimci Anna Petts, Avustralya’nın Yer

Bilimleri Vitrini Jeoloji Derneği’nde termitler için “doğanın küçük delicileri” ifadesini kullanmaktadır.

Termitler, höyüklerini inşa etmek veya sabitlemek için yeraltı toprağı örneklerini uygun bir şekilde zemin seviyesine getirir. Böylece jeologlar, basitçe bir termit höyüğünün bir örneğini alarak, altındaki toprakta hangi minerallerin ve metallerin bulunabileceği konusunda iyi bir fikir edinebilirler. Bu da onu mineral keşfi için ön toprak testi yapmayı çok daha ucuz bir yol haline getirir.

Bu yöntem, 1973’te Mozambik’teki Vila Manica bakır yatağını bulmak için kullanılırken, devasa Jwaneng elmas madeninin de termit höyüğü örneklemesi ile bulunduğu bildirilmektedir. Bir De Beers jeologunun, bir termit höyüğünde daha fazla araştırma ve Jwaneng’in keşfine yol açan bir ilmenit parçası – klasik bir elmas göstergesi – bulduğuna inanılıyor. CSIRO’dan Dr. Ravinder Anand, “sıklıkla (höyüğün) malzemesini inceleyebiliriz ve onu işlenmek üzere laboratuvara gönderebiliriz ve bu, tortu altında gizlenmiş maden yatakları için ipuçları sağlayabilir” diye açıkladı. Anand, böceklerdeki metal konsantrasyonunu görmek için termitlerin kendilerini de incelediğini sözlerine ekledi.

Bu yazı ile eski bir madencilik kültürü olan “Hayvanlar ve Madenciler Serisi” çalışmamı tamamlıyorum. Naçizane bir arşiv taraması yaparak oluşturduğum bu yazılar ile mesleğime olan saygım bir kat daha arttı. Elbette ki, burada kaleme alamadığım farklı canlılar ile madencilerin geliştirdikleri ortak üretim biçimleri mevcuttur. Benim kaleme alabildiklerim ve aktarmaya çalıştıklarım bu kadar.

Nadir AVŞAROĞLU
Maden Mühendisi
Aralık – 2021

KAYNAKÇA:
Cole LATIMER, https://www.australianmining.com.au/features/working-like-a-dog/, 7 Ağustos 2012

Blog yazıma tepki göster
Harika
0
Harika
Beğendim
0
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir