1. YURT 508 ve HAYDAR’IN HİKAYESİ

Sevgili Sıtkı,

80’lerin başında
ODTÜ’nün en nadide köşelerinden biriydi
1. Yurt, 508 nolu oda

Kamu Yönetiminden Murat
Psikolojiden Erkan
Mühendislik Bilimlerinde İbrahim
Metalürjiden Erden
Madenden Melih
ve ben

Muhabbetin, sohbetin en kıvamlısı
Arkadaşlığın, dostluğun en koyusu
Yardımlaşmanın ve dayanışmanın en kralı

O odada kurduğum dostlukları
Arkadaşlıkları
Yaşadıklarımı
Ömrüm oldukça unutmam

1. Yurt, 508 nolu Odanın güzellikleri
Sadece bunlarla sınırlı değildi.
Görsel güzellikleri de vardı

15 metrekarelik odada, 6 kişi yaşardık
Ama 80’lerin başında eski bir saksıya diktiğimiz
ve mor çiçekler açan bir sarmaşığımız vardı.
Bardağın dibinde kalan çaylarla suladığımız
Belki de bu yüzden çiçeklerinin giderek kırmızıya çaldığı
Pencereyi bir çerçeve gibi dolandırdığımız bir sarmaşık

1. Yurdun özelliği şudur, Sıtkıcım
Akşam yemeğine giden bütün kız yurtları
Bizim pencerenin önünden geçer
Akşam üstü dersten gelmişsin,
Böyle bir bahar günü
Elinde çay fincanı
Pijama ile birlikte,
Göbeğini kaşıyarak
Sarmaşığın çerçevelediği pencere kenarında yerini alırsın

Akşam yemek vakti gelince
Bütün ihtişamı ile kız yurtları arz-ı endam eyler
5. Yurttan Neslihan
7. Yurttan hazırlıktaki esmer kız
Ekonomiden Mehtap
Kimya Mühendislikten Emine

Hepsi her akşam yemek için kafeteryaya gider
Bizim pencerenin önünden geçerdi.
Mor çiçekli sarmaşığın çerçevelediği pencere kenarında biz
Erden, Melih, Erkan ve ben
Askeri ve mülki erkanın geçiş törenini izlerdik

Sadece sarmaşık değil, Sıtkı Hocam,

Mesela akvaryumumuz vardı,
Kendine bakmaktan aciz öğrenciler
15-20 tane lepistes ve melek balığına bakardık
Yemleri kalmadığı zaman ekmek ya da sinekle beslediğimiz
Lepistesler yavruladıkları zaman
İçini çıkardığımız ampullerin içinde biraz çakıl ve birkaç yavru balıkla
Hediye ettiğimiz kızlardan puan topladığımız
Bir akvaryumumuz vardı

Bir de Sıtkı Hocam
O pencerenin kenarında
Bahar, yaz aylarında pervazında
“Cam Güzelleri”nin olduğu bir penceremiz vardı

Cam güzeli bitkisi enteresandır.
Kopan bir dalı, bir hafta suda beklet
Hemen köklenir, saksıya dikilir.
Bizim 508 nolu Odanın penceresinde
Renk renk cam güzelleri
Kırmızı, pembe, mor, beyaz, turuncu
Bir erkek yurdu odası için çok renkli bir manzara

Tabii bir erkek yurdunun yaratıcılığına istinaden
O güzel ve renkli çiçekler açan
“Cam Güzelleri”nin birer adı vardı
Pakize, Mualla, Safiye, Perihan, Semahat
Hepimizin ayrı bir cam güzeli vardı
Herkes pencerenin önünde kendi çiçeğine bakar
Kendi çiçeğini sulardı

1. Yurdun önünden geçip, bizim odaya bakanlar için
Bizlerin ne kadar duygusal ve estetik olduğumuzun
Bir göstergesi gibiydi.

Sıtkı Hocam
Bunca güzel çiçeğin arasında
Yani; Pakize, Mualla, Safiye, Perihan, Semahat’in arasında
Bir de kaktüsümüz vardı
Adı;
Haydar

Makine’dan Apo abi mezun olduğunda
Öğrenci evindeki birkaç eşya ile birlikte getirmişti.
Atmaya kıyamadık
Zaten arada sırada bardağın dibindeki çayı döktüğünde
Hayatını sürdürebiliyordu.
Ne çiçek açardı, ne de bir işe yarardı.
Pakize, Mualla, Safiye, Perihan, Semahat’in arasında
O kaba görünümü ile
Yıllarca o pencerenin kenarında durdu
Haydar

Öğrencilik yıllarının üstünden 35
Mezuniyetin üzerinden nerede ise 30 yıl geçti

Mezun olurken Haydar’ın bir ışkınını almıştım.
Yıllar önce bir kez açtı
Bir de geçen hafta açtı

Ne cismine
Ne de ismine yakışır bir şekilde
Kocaman
Pes pembe bir çiçek

Söylemeye dilim varmıyor ama
Haydar çiçek açtı

İnanılmaz bir duygu
İnanılmaz bir kıvanç

35 yıl bekle
Çok da emek verme
Ama 35 yıl yanında taşı
Bir sadakat göster
Ve sonucunu gör
Kocaman, pes pembe bir çiçek

Mezuniyetin ardından
Mesleki kitaplarımı saklayamadım
Hesap makinamı birine vermiştim
T-cetvelini hanım attı
Aradan 30 yıl geçti

Geriye
Bir punch kartları kaldı,
Hala kitap ayracı olarak kullandığım
Bir de Haydar

Eski ve ünlü bir Acem şairinin de dediği gibi
“Terk etmedi Haydar beni”

Nadir AVŞAROĞLU
Eylül – 2014