Sıtkı Hocam
Sen Küçüktün, Hatırlamazsın
Biz lisede genç bir delikanlı iken Adana Halkevi’ne giderdik. Bizden 2 yaş büyük Kudreti ağabeymiz vardı. Ne öğrendik, ise ondan öğrendik. Hele lisenin son yıllarında diğer okuldan gelen arkadaşlarla beraber Halkevi’ne giderdik. O gün bize neler anlatacağını merak ettiğimiz Kudret ağabeyi beklerdik. ADMMA’nde okuduğu için çoğunlukla bizden önce zaten orada olurdu. Bilinçlenmemi, aydınlanmamı Kudret ağabeye borçluyum desem yeridir.
Kudret arkadaşın en önemediği konu; emekti. Her söyleminde her konuşmasında emeği yüceltir. Birçok arkadaş emek odaklı sohbetleri emek-sermaye çelişkisi üzerine siyasi söylemlere çekse de Kudret abi emek-sevgi bağıntısı kurardı.
İnanırdı ki; bir insan emek verdikçe daha çok sever. Emek verilen olguyu kaybetmekten korkar. Verilen onca emeğin boşa gideceğini düşünüp o olguya daha fazla bağlanır. Ve emek vermeden elde edilmiş hiçbir şey, emekle kazanılmış olgular kadar değerli olmayacağını düşünürdü.
Cumartesi partileşme sürecinde beni cereyanda bıraktınız Sıtkı kardeşim. Şifayı kapmışım. Yarın işe gideceğimi planlayarak bütün gün kanepede yattım. Tv seyrettim. “Selvi boylum al yazmalım”ı seyrettim.
Hakikaten güzel filmdir. Film; senaryosundan olsa gerek bitine kadar bırakmaz seni. Hep duygu yoğundur. Bir ikilemin dile gelişidir Selvi Boylum Al Yazmalım. Asya’nın duygu dünyasını ve tabi seçimini anlatan bir film.
Sevgide yaşanan seçicilik yaşla ilgili bir sorundur Sıtkı Hocam. Yaş 17 iken sıkı bir İlyas fanatiği olur insan. 20’lere geldiğinde, İlyas’lardan hayır gelmeyeceğini aksine acı çekildiği anlaşılınca yavaş yavaş Cemşit’e hayran olunmaya başlanır. Ama Cemşitler ne kadar iyi olursa olsun bir yanı da hep İlyas’larda kalır insanın. Yirmili yaşların sonuna doğru gelirken artık Cemşit’lerle İlyas’lar birbirine girmiş kimin kim olduğu anlaşılmaz olmuştur. Yaş ilerler ve insan İlyas gibi ilk gördüğünde beğeneceği biri ile hem de Cemşit gibi sığınılacak bir limanın aynı kişide buluşmasını bekler. Arar, arar, arar…… Bulan vardır, mutlaka.
Hani denir ya Sıtkı Hocam
Hem şu film artisti gibi güzel ve alımlı olsun.
Hem de anam gibi sıcak olsun.
Çoğu zaman her ikisini aynı bedende bulmak zordur. Ve insan seçimini yapar. Ya İlyas’larla birlikte bir ömür yaşanır. Ya da Cemşit’lerle.
Sevgi; yaptığın seçimden pişman olmamaktır.
Şimdi kızan kızacak ama bir aşk filmi değildir, Selvi Boylum Al Yazmalım. Çünkü Asya beğendiği, aşık olduğu insanı seçmez. Sıcaklığı, sevgiyi, dostluğu, paylaşımı bulduğu insanı seçer. Çünkü o insan kendine ve oğluna emek vermiştir.
Sevgi neydi?
Sevgi emekti…
Selvi boylum al yazmalımda
Asya’nın Cemşit’i seçme nedeni…
Sıtkı Hocam.
Aşk emek istemez.
Başlangıçtır.
Kimyasaldır
Çiş gibidir
Birden bire gelir.
Ama devam etmesi artması emekle olur.
Emek verilen ve bitmeyen aşk sevgidir.
(Farkındayım haddimi aşan ağır laflar ettim)
Her ne kadar hataları boyunu aşmış olsa da İlyas’ın,
O son sahnede terk edilmesi,
Cemşit’in iyiliği altında ezilmekten
Bin kat daha çok acı vermiştir
Bir neslin genç kuşağına.
Aslında
Bir yanı hep İlyas’tadır yine de kızların.
Ancak film öyle bir finalle biter ki,
Asya kimi seçerse seçsin,İzleyicide bir acı bırakır.
Cumartesi partileşme sürecinde beni cereyanda bıraktınız Sıtkı Hocam. Şifayı kapmışım. Yarın işe gideceğimi planlayarak bütün gün kanepede yattım. Tv seyrettim. “Selvi boylum al yazmalım”ı seyrettim.
Konuyla çok ilgili değil ama Sıtkı kardeşim.
Biraz da gıcık vermek bağlamında.
Pazar günü diye
Kayınvalidem mantı dökmüş.
Bize de gönderdi.
Muhteşemdi.
Benim kayınvalide Kayseri’li Sıtkı Hocam.
Hamur, kıyma ve yoğurt
Anca bu kadar muhteşem bir birliktelik oluşturur.
Yağsız kıyma,
Sarımsaklı süzme yoğurt
İnce hamur
Bir kaşıkta kırk tane
Üstüne kızgın yağ
Kırmızı pul biber
Sumak
Nane
Mantı;
Sevmeyeni olmayan,
Muhteşem ötesi leziz yemek.
Anadolu yaratıcılığının müthiş bir örneği
Mucize bir olaydır.
Mantı;
İcat eden kişinin kutsanması gereken,
Aç bir vaziyette iken ağlama isteği uyandıran
Dünyanın en güzel yemeklerinden biridir.
Ancak, Sıtkı kardeşim.
Anadolu insanı neden mantıyı sever, bilir misin.
Mantı yapmak zor bir iştir.
Saatlerce hamur açar
Mantı dökersin
Koskoca kazan yarım saatte biter.
Mantı açmak ve dökmek zor iştir, Sıtkı kardeşim
Emek ister
Bir kaşıkta kırk tane,
Emek ister
Özel günlerde sevdiklerin için yapılır,
Emek ister
Dün hastaydım
Kahvaltıdan sonra kanepeye uzandım.
Önce Selvi Boylum Al Yazmalım’ı seyrettim
Sonra mantı yedim.
Bütün gün kanepedeydim.
Tamam; dün Pazardı.
Tamam; dün hastaydım.
Tamam; dün bütün gün kanepede yattım.
Tamam; dün tembellik hakkımı kullandım.
Ancak dün;
Emek yoğun bir gündü, Sıtkı Hocam.
Nadir AVŞAROĞLU
Temmuz – 2016