22Kas2024

Paylaş

FABRİKA KIZI

Sıtkı Kardeşim Sen Küçüktün
Hatırlamazsın

Tamirci Çırağı’nın bir de kız kardeşi vardı.
Bilirsin;

“Fabrika Kızı”.

Gün doğarken her sabah, kapımızın önünden geçer, başı önde yorgunca, köşeyi dönüp kaybolur.

http://video.mynet.com/suntafa6199/alpay-fabrika-kizi/576293/

Aynı dönemin iki şarkısı, sanki bana Tamirci Çırağı ile Fabrika Kızı, bacı-gardaşmış gibi gelirdi. Çocukluk işte, ben öyle düşünürdüm. Ortak paydaları işçi olmaları mıdır, zavallı olmaları mıdır, aynı sınıftan olmaları mıdır, bilmiyorum. Ama ikisini bacı-gardaş olarak düşünmüşümdür.

Ancak Fabrika Kızı, Tamirci Çırağına benzemez. Kadın olmasından dolayı biraz daha duygusal ve bu genç yaşta ağır bir yükün altında ezilmiş olmasından daha gerçekçi;

Fabrikada tütün sarar, sararken de hayal kurar. Bütün arzusu pembe panjurları olmasa da bir evi olsun ister, Bir de içmeyen kocası. Bütün arzusu bu. Bu durum sağlanırsa tanrı ne verirse geçinip gidecek, yeter ki mutlu olsun yuvası.

Sıtkı Kardeşim Sen Küçüktün
Hatırlamazsın

Bu şarkıda 70’li yıllar için oldukça ilerici ve toplumsal bir söylem vardır. “İhtiyar anası gibi kadınlığını bilememek”. Çalışan kadın, modernleşmesine rağmen gene de (ihtiyar anası gibi) kadınlığını bilmiyor. Kendi cinselliği ve kadın kimliğiyle asla barışamayacağını, (belki giderek erkekleşeceğini, duyarsızlaşacağını) ama bunun farkına bile varamadığını anlatıyor.

Bu kadın gene de bir kocanın hayalini kurmaktadır. Para kazanıyor olması ve kendi ayakları üstünde durabilmesi yeterli değil, illa koca lazım ve üstelik koca olarak istediği de çok bir şey değil, içmesin, sarhoş olup pislik yapmasın ve yuvanın rızkını içkiye harcamasın yeter.

Sıtkı Kardeşim Sen Küçüktün
Hatırlamazsın

Fabrika Kızı, sıska, ince, narin bir şeydir. Sanki kendi içer gibi fabrikada tütün sarar. Sararken de hayal kurar, bütün insanlar gibi.

70’li yıllardan günümüze en az 35 yıl geçti. Büyük olasılıkla tamirci çırağı büyümüş, kendi mahallesinden bir kızla evlenmiş, üç çocuk sahibi biridir. Eğer işleri rast gitti ise, Büyük Sanayi’de ya da OSTİM’de bir Tamir-Bakım atölyesi açmıştır. Büyük oğlunu yazları okul kapanınca zanaat öğrenmesi amacıyla yanında çalıştırıyordur.

Büyük bir olasılıkla Fabrika Kızı, geçici işçilikten kurtulmuş, TEKEL’de kadrolu olarak çalışmış, geçen bunca süre içinde 5.000 iş gününü doldurunca emekli olmuştur. 80’lerin başında Tamirci Çırağı’nın da çalıştığı atölyede kalfa olan ve aynı mahallede yaşayan birisi ile evlenmiştir. Mahalle baskısı nedeniyle kocası içmiyordur, ancak bazen karısını dövdüğü olur. Olsun 2 çocuğunun hatırına Fabrika Kızı ona da katlanır. Şimdilerde o narin, sıska yapısı gitmiş, irileşmiş xötlü, göbekli koca bir avrat olmuştur.

Bunlar mutlu son mudur bilmiyorum ama 15 yaşında iken bu ikisi bana bacı-gardaşmış gibi gelirdi. Şimdi 50 yaşındaki kafa ile Tamirci Çırağı ile Fabrika Kızı’nın aslında birbirlerine çok yakıştığını, birbirlerinin talep ve özlemlerine cevap verebilecek, karı-koca olması gerektiğini düşünüyorum.

Sıtkı Kardeşim Sen Küçüktün

Hani hep diyorum ya. Akşam yatağa yattığında bakışlarını tavandaki avizeye dik. Bu akşam o avizeye bir bak. Sen de; suratı yağlı, tulumu eski, elinde ingiliz anahtarı ile Tamirci Çırağını ve zayıf, sıska, başı arkadan zarif bir tülbentle bağlı ayağında eski bir ayakkabısı ile Fabrika Kızı’nın elinden tutmuş karşında bekliyor bulacaksın.

Tamirci Çırağı; belki bacısının,
Belki de karısının elinden tutuyordur.
Kim bilir……

Nadir AVŞAROĞLU
Mayıs – 2016

Blog yazıma tepki göster
Harika
0
Harika
Beğendim
0
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir