10Eki2024

Paylaş

BENİM BÖLÜMÜM …

Bugünlerde değişimi söz konusu olan Anayasa’nın 168. maddesinde; “Doğal kaynaklar ve servetler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır” yazılıdır. Bu söylem biz madenciler tarafından daha kestirme olması, daha rahat anlaşılabilmesi amacıyla; “Doğal Kaynakların Gerçek Sahibi Halktır” söylemi ile şekillendirilmiştir.

Zor bir meslek,
Zor bir zanaattır; madencilik.

Bir maden ocağında, yer altında bulunmak bile gerçekten büyük bir risk iken; bunu bilerek; gerçekten akıl ve mantık dışı koşullarda alnının teriyle çalışan, aldığı maaşı sonuna kadar hak eden insanlar topluluğudur; madenci. Bu insanlar her gün ölüme gider gibi hazırlanarak girerler çalışma yerlerine ve işleri bittiğinde gülerek geçmiş olsun derler birbirlerine. Bir günü daha kazasız belasız atlattıkları için şükrederler, çünkü giren insanın çıkmasının bir garantisi yoktur, o derin çukurdan.

Buna rağmen yoktur başka çaresi madencinin, bildiği tek işi takdir edilmese de, emeğinin karşılığını alamasa da, canını ortaya koyarak yapar. Sessiz, ıssız, köhne ve ciğer çürüten nemde yaşayan bir garip adamdır; madenci. Yerin “altını”, “üstüne” tabirini caizinden çıkartıp getiren gözleri kömür isiyle dolmuş insandır, madenci.

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Zonguldak’ta, ikisi maden mühendisi toplam 30 madenci yerin yüzlerce metre altında yaşamını yitirdi. Daha madenciler göçük altındayken, çok büyük bir iş yaparcasına “ailelere 10.000’er lira yardım yapıyoruz” diye kameralara açıklama yapıldı. Bu kadar zor bir mesleği icra eden madenciler için Başbakan “mesleğin fıtratında, kaderinde bu var” diyerek düşüncelerini aktardı. Çalışma Bakanı ise madenden çıkarılan 30 kişiden 19-20’sinde yanık ve ezilme olmadığından “güzel ölmüşler” cümlesini buyurdular.

Belki de işin fıtratında olan başka şeyler,
Ölümlerine kader(!),
Ölüm şekillerine güzel(!)
Gözüyle bakan takdir-i idari…
Belki de doğruydu.
Negatif fotoğraflar gibi simsiyah,
Sadece gözbebekleri ve eğer gülebilirlerse dişleri beyaz,
Ayda 600 lira maaş,
Sigortasız, güvencesiz, emniyetsiz, ehemmiyetsiz
Yerin yüzlerce metre altında yaşıyorlar mıydı bilmem
Ama Çalışma Bakanına göre “ölümleri güzel” oldu.
Doğal Kaynakların Gerçek Sahibi Halktır…

C:\Users\Lenovo\Desktop\01.jpg

Bu kadar zor bir zanaatı icra eden madenciler için bu söylem önemlidir. 1924 yılından beri tüm Anayasalarda var olan bu hüküm, tüm madenciler ve özellikle maden mühendisleri tarafından sahiplenilmiş, yıllar boyu her söylemde, her çalışmada ve her etkinlikte sloganlaştırılmıştır.

Bu söylem; ben ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü’ne girdiğimde, girişin tam karşısındaki antrede, amfinin hemen yan tarafında bir mukavvanın üzerinde renkli kartonlarla yazardı. O yıl hazırlık sınıfında okuduğum, bölümüme sadece danışmanımı görmenin haricinde hiç uğrayamadığım için, hayal meyal bu söylemi yerinde iken hatırlıyorum. İki yıl sonra ben bölüme geldiğimde, tüm ülkenin üzerinden bir silindir gibi geçen 12 Eylül anlayışı, benim bölümümün üzerinden de geçmiş, bizden birkaç dönem büyük olan arkadaşlarımız, meslektaşlarımız (aralarında aynı binayı paylaştığımız petrol mühendisi dostlar da vardı) tarafından bölümün en güzel yerine asılan bu söylem oradan kaldırılmıştı.

C:\Users\Lenovo\Desktop\02.jpg

1980’de ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü duvarlarından sökülen bu yazı, tam 30 yıl boyunca bizimle, benliğimizde, yüreğimizde yazılı kaldı. Birlikte mezun olduğumuz birçok arkadaşlarımız ve bizden sonra mezun olan meslektaşlarımız da bu söylemi yaşamlarının her noktasında yaşattılar. Yıllarca bu söylem; mühendis odalarında, işçi ve memur sendikalarında, meslek örgütlerinde ve sivil toplum örgütlerinde yaşatıldı.

Bir Anayasa hükmü olan bu söylem;
12 Eylül 1980’de Bölüm duvarlarından söküldü,
Yıllarca yeri boş kaldı.
30 yıllık bir sevda,
30 yıllık bir hasret…

3 Temmuz 2010 ODTÜ Mezunlar Günü ve ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü’nün kuruluşunun 50. yılı. Yarım asırlık bir kurum, mesleki bakış açısı, birikim ve yaratılan kültür. ODTÜ’lülük duruşu ile madenci kültürünün birlikte harmanlanması.

50 yıllık bu birikimi anmak, anlamak, geliştirmek ve yaşatmak için her kuşaktan mezunlarla, 3 Temmuz günü bir araya geldik. 50 yıl boyunca ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan meslektaşlarımızın, daha 17 yaşında ODTÜ’ye girerken çektirdikleri fotoğraflar ile birlikte “50 Yılın Cevherleri” panosu açıldı.

Ve bu panonun hemen üstünde
30 yıl önce mukavva bir levhanın üstüne renkli kartonlarla yazılmış
“Doğal Kaynakların Gerçek Sahibi Halktır” söylemi
30 yıl sonra tekrar eski yerine asıldı.
Onca yılın birikimi, bekleyişi ve hasreti
Bizim gözümüzde daha görkemli, daha ihtişamlı
Akademisyeni, mezunu, öğrencisi, memuru, işçisi ile
Birlikte açtığımız
Birlikte sahip çıktığımız
Birlikte sahip çıkacağımız bir söylem.
Benim yaş grubumdaki mezunlar için önemli bir olgu idi.
Yıllar sonra; o bölümün hala “benim” olduğunu hissettirdi.
Bunca yıl sonra; kimin için ne kadar önemlidir bilemem
Ama benim için önemliydi.
Çünkü ben;
En güzel yerinde, tam kalbinde, “DEVRİM” yazan bir üniversitenin
“Doğal Kaynakların Gerçek Sahibi Halktır” yazan bölümünden mezun oldum.

Nadir AVŞAROĞLU (MINE’86)

Blog yazıma tepki göster
Harika
0
Harika
Beğendim
0
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir