Son birkaç yıldır Dünya piyasalarında metal fiyatları en düşük seviyelerinde seyrediyor. Bir metrik ton bakır 4.500 doların altına geriledi. Bu rakam bakırın son 6 yılda gördüğü en düşük değer. Endüstride önemli kullanım alanı olan diğer önemli bir metal olan nikel de 2003 yılındaki fiyatına göre % 6 daha düşük seviyede[1]. Kurşun ve alüminyum da yine son yıllarda bulundukları en düşük seviyelerden işlem görüyor. Metal fiyatlarındaki gerileme büyük oranda demir cevherinde görülen sert düşüşten kaynaklanıyor. Yıllık bazda ele alındığında ise, metal ve mineraller endeksindeki düşüş son üç yıldır kesintisiz olarak devam etmiş ve sırasıyla % 15,3, % 5,5 ve % 6,6 azalarak 2014 yılında ortalama 84,8’e kadar gerilemiştir. Bu ise, 2009 yılından bu yana metal ve mineraller endeksinde görülen en düşük seviyeye işaret etmektedir.
Dünya Bankası emtia fiyat istatistiklerine (gıda maddeleri, tarımsal hammaddeler, enerji hammaddeleri ile mineral, cevher ve metaller gibi endüstriyel girdilerin fiyatlarından oluşur) göre, yıllık bazda ele alındığında, son on yılda ham petrol, doğal gaz ve kömürden oluşan enerji hammaddeleri endeksi % 58,3; tarım, metal ve mineraller ile gübrelerden oluşan enerji-dışı emtia fiyat endeksi % 59,1 ve altın, gümüş ve platinyumdan oluşan kıymetli metaller endeksi de % 173,7 oranında artış göstermiştir. Enerji dışı emtialar içinde yer alan metal ve mineraller fiyat endeksi ise % 41,1 tarım fiyat endeksi ise % 66,9 oranında artmıştır. Buna karşılık, 2014 yılında enerji fiyat endeksi % 7,2, enerji-dışı emtia fiyat endeksi % 4,6, kıymetli metaller fiyat endeksi de % 12,1 oranında azalmıştır. Enerji dışı emtialar içinde yer alan metal ve mineraller fiyat endeksi ise % 6,6, tarım fiyat endeksi ise % 3,4 oranında azalmıştır[2].
Dünya piyasaları incelendiğinde, mineral, cevher ve metal endeksi son on yılda % 41,1 oranında artmıştır. 2000’lerin ikinci yarısından itibaren hızla artmaya başlayan endeks, 2008 yılı Mart ayında 126,3 ile krizden önceki en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Küresel ekonomik kriz döneminde % 60 oranında değer kaybederek 2008 yılı Aralık ayında dip yapan ve 2004 yılı düzeyine inen fiyatlar, bu tarihten sonra yeniden dalgalı bir artış trendine girerek[3], 2011 yılı Şubat ayında 125,8 endeks değeri ile kriz sonrasında kaydedilen en yüksek düzeye ulaşmıştır. Ancak bu tarihten sonra fiyatlar, küresel ekonomideki belirsizlikler, küresel talepte, özellikle de Çin’in büyüme hızındaki yavaşlamayla birlikte ülkenin metal ve mineraller talebinde yaşanan gerileme ve Euro Bölgesi ekonomilerinin tam anlamıyla toparlanamamasının ve özellikle 2014 yılında ABD dolarındaki değerlenmenin etkisiyle dalgalı bir düşüş eğilimine girmiştir.
Dünya Bankası tarafından yapılan tahminlerde, piyasadaki arz fazlasının devam etmesi ve Çin’de ekonomik büyümenin ivme kaybetmesi sebebiyle yaklaşmakta olduğumuz 2015 yılı sonunda metal ve mineraller endeksinin yıllık bazda % 5,3 oranında azalarak 80,3 endeks değerine gerilemesi beklenmektedir. Uzun vadede ele alındığında, metal ve mineraller endeksinin 2025 yılında, 2014’e göre % 7 artarak 91’e ulaşacağı, diğer bir ifadeyle 2011 yılında görülen tarihi zirvenin % 24 gerisinde kalacağı tahmin edilmektedir[4].
Grafik 1 –
Kaynak: World Bank Commodity Price Data (Pink Sheet), Ocak 2005-Aralık 2015, 2010=100, aylık endeks nominal ABD doları temellidir.
Not: Metal ve Mineraller Endeksi alt grupları ve ağırlıkları: bakır (%38,4), alüminyum (%26,7), demir cevheri (%18,9), nikel (%8,1), çinko (%4,1), kalay (%2,1), kurşun (%1,7).
Arz ve talep koşulları dışında, kıymetli metallerin (altın, gümüş, platin) fiyatlarını belirleyen unsurlar; kıymetli metallerin yatırım aracı olarak kullanılmaları, altın başta olmak üzere kıymetli metallerin kriz dönemlerinde güvenli liman olarak görülmeleri ve merkez bankalarının rezerv değişimleridir. Kıymetli metallerde 2000’li yılların başından beri görülmekte olan artış trendi 2012 yılında son bulmuş ve bu tarihten itibaren 2014 yılı da dâhil olmak üzere, endeks yıllık bazda aralıksız olarak düşmüş ve 2014 yılında % 12,1 oranında düşerek 101,1 düzeyine kadar gerilemiştir[5]. Diğer bir ifadeyle endeks değeri yıllık bazda 2010 yılı seviyelerine kadar inmiştir.
Grafik 2’de görüldüğü üzere, aylık bazda ele alındığında 2014 yılı Ocak ayına 100,6 değeri ile başlayan kıymetli metaller endeksi sene boyunca dalgalı bir düşüş trendi sergilemiştir. 2014 yılı Mart ayında 107,3 ile senenin en yüksek değerine ulaşan endeks, Kasım ayı itibariyle dip yapmış ve 92,1 seviyesine kadar inmiştir. 2014 yılı Aralık ayında endeks bir önce yılın aynı ayına göre % 4,8 azalarak 94’e gerilemiştir. 2014 yılında kıymetli metaller endeksinde görülen düşüşün sebepleri arasında yatırımcıların kıymetli metallerin iyi bir yatırım olarak görmemeleri, diğer yatırım araçlarına kıyasla kıymetli metallerin getirisinin görece düşük kalması ve dünyanın en büyük altın tüketicileri olan Çin ve Hindistan’ın azalan altın talebi yer almaktadır. Bunlara ek olarak, FED’in iyileşen ekonomik koşullara bağlı olarak faiz artırımına gitmesi ve önümüzdeki dönemde de faiz artırımına devam edeceğinin sinyallerini vermesi fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturmuştur.
Grafik 2 –
Kaynak: World Bank Commodity Price Data (Pink Sheet), Ocak 2005-Aralık 2014, 2010=100, aylık endeks nominal ABD doları temellidir.
Not: Kıymetli Metaller Endeksi alt grupları ve ağırlıkları: altın (%77,8), gümüş (%18,9), platinyum (%3,3).
Ürün Bazında Metal Fiyatlarındaki Gelişmeler
1- Demir
Demir cevheri, dünya üzerinde en fazla bulunan dördüncü element, demir ise en çok tüketilen metaldir. Dünya demir cevheri talebinin yaklaşık % 98’i çelik endüstrisinden kaynaklanmaktadır. Günümüzde dünya demir cevheri arzı üç büyük şirketin elinde bulunmaktadır. Vale, Rio Tinto ve BHP Billiton’dan oluşan bu troykanın küresel üretimden aldığı pay % 35’i geçmiştir. 2009 yılına kadar, demir cevheri fiyatları, geleneksel olarak bu üç büyük demir cevheri üreticisi ile çelik üreticileri arasında yapılan görüşmelerle belirlenmekte ve taraflarca belirlenen fiyat yıl boyunca geçerli olmaktadır[6]. Ancak, 2009 yılında fiyatların belirlenmesinde kullanılan bu sistem terk edilmiş ve büyük üreticilerle çelik üreticileri arasındaki anlaşma neticesinde, demir cevheri fiyatları üç aylık dönemleri kapsayan kontratlarla belirlenmeye başlanmıştır.
Demir cevheri fiyatlarındaki dalgalanma, 2009 yılında fiyatlama sisteminin değişmesi ile artmıştır. 2005 yılında yıllık ortalama 65 $/ton seviyesinde olan demir cevheri fiyatları son on yılda yaklaşık % 50 artmıştır. Küresel ekonomik kriz öncesinde 197,1 $/ton’a kadar yükselen fiyatlar, krizle birlikte hızlı bir düşüş yaşamış, ancak Çin’deki güçlü toparlanma ve üretici/ihracatçı ülkelerde uygulanmaya başlayan ihracat kısıtlamalarının etkisiyle yeniden artmaya başlamış ve 2011 yılı Şubat ayında 187,2 $/tona ulaşmış ancak fiyatlar bu tarihten sonra dalgalı bir düşüş trendine girmiştir[7]. Demir cevheri fiyatları 2014 yılına da düşüşle başlamış ve yıl boyunca bu trendi koruyarak Aralık ayında 68 $/ton seviyesine kadar gerilemiş ve 2013 yılı Aralık ayının % 50 gerisinde kalmıştır. 2014 yılında ortalama fiyatı 96,9 $/ton olan demir cevheri, bir önceki yıla kıyasla % 28,4 oranında düşüş kaydetmiştir.
Çelik üretimine paralel olarak, Çin’in küresel demir cevheri tüketimindeki payı son on yılda iki kat artmış ve Çin dünyada üretilen demir cevherinin yarısını tek başına tüketir konuma gelmiştir. Demir cevheri üretimi, tüketimini karşılayamayan Çin, 2013 yılında dünya demir cevheri ithalatından aldığı % 64’lük payla en büyük ithalatçı olmuştur. Dolayısıyla, Çin’in talebi, demir cevheri fiyatlarını etkileyen en önemli unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son dönemde demir cevheri fiyatlarında yaşanan düşüş de bunun bir yansımasıdır. Çin’in talebinin öngörülenden daha hızlı gerilemesi, ekonomisinin büyüme hızında görülen yavaşlama, küresel ekonomideki durgunluğun yanı sıra, cevher üretimine yapılan yatırımlarla birlikte üretim kapasitesinde yaşanan artışın, yıl boyunca beklenen tüketimin üzerinde seyretmesi demir cevheri fiyatları üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturmuş ve 2011 yılında ortalama 167,8 $/ton olan fiyatlar 2012’de yıllık bazda % 23 oranında azalarak 128,5 $/ton’a düşmüştür. 2013 yılında ise toparlanan fiyatlar bir önceki yıla göre % 5,4 artarak 135,4 $/ton’a yükselmiştir. 2014 yılı performansı değerlendirildiğinde ise, bir önceki yıla kıyasla demir cevheri fiyatlarının % 28,4 düşerek 96,9 $/ton’a gerilediği görülmektedir. Çin’de yüksek maliyet nedeniyle bazı üreticilerin faaliyetlerini sonlandırmasının yanı sıra Avustralya’da üretimin artmasıyla demir cevheri arzının yükselmesi ve oluşan arz fazlası fiyatların gerilemesine etki eden en temel faktör olarak karşımıza çıkmaktadır[8].
2- Alüminyum
Demirdışı metallerin başında gelen alüminyum, demirden sonra dünyanın en fazla tükettiği ikinci metaldir. USGS verilerine göre, 2014 yılında dünya birincil alüminyum üretimi 2013’e göre yaklaşık %3,6 oranında artmış ve bu artış büyük oranda Çin ve BAE’deki üretim artışından kaynaklanmıştır. Dünyanın en büyük boksit rezervleri sırasıyla Gine, Avustralya, Brezilya, Vietnam ve Jamaika’da bulunmakta, bu beş ülke dünya boksit rezervlerinin yaklaşık % 73,6’sını barındırmaktadır. Maden üretimi açısından bakıldığında ise, ilk sırada Avustralya yer almakta, onu sırasıyla Çin, Brezilya, Endonezya ve Hindistan takip etmekte, bu beş ülkenin maden üretimi toplam üretimin % 85’ini oluşturmaktadır[9].
Ancak, 2011’den sonra küresel talepteki gerileme, Euro Bölgesi’ndeki belirsizliğin devam etmesi, ABD ekonomisindeki ivme kaybı, Çin ekonomisindeki yavaşlama eğilimi, küresel arzdaki artış ve yüksek stok düzeyleri sebebiyle alüminyum fiyatları yeniden düşüş trendine girmiştir. 2012 yılında ortalama 2.023 $/ton olan alüminyum fiyatları 2013 yılında % 8,7 oranında düşerek 1.847 $/ton’a gerilemiştir. 2014 yılında ise yıllık bazda % 1,1 değer kazanarak 1.867 $/ton seviyesine gelmiştir. 2014 yılına düşüşle başlayan alüminyum fiyatı, yılı içerisinde artış yönlü dalgalı seyir izlemiştir. 2014 yılı Ocak ayında 1.727 $/ton olan alüminyum fiyatı, Aralık ayında 1.909 $/ton seviyesine çıkmıştır. Alüminyum, 2014 yılında fiyat artışı yaşayan birkaç metalden biri konumundadır. Bu artışın temelinde, Çin’deki verimliliği düşük olan işletmelerin kapanmasına bağlı olarak azalan arz ve stok olarak tutulan alüminyumun büyük bölümünün finansal varlık olarak kullanılması ve piyasaya sürülmemesi yatmaktadır[10].
3- Bakır
Günümüzde bakır, demir ve alüminyumun ardından en fazla tüketilen üçüncü metaldir. Son yıllarda birçok madencilik şirketi, bakırın geleceğin en önemli emtiası olduğu kanısı ile hareket ederek bakır madenciliği yatırımına başlamıştı. Bugün ise ortada acı bir durum var. Bakır fiyatları düşüyor ve de düşmesi durmuyor. Bu durumda birçok madenci üretimi yavaşlatmak veya şirketi kapatmak gibi bir durum ile karşı karşıya kaldıklarını düşünmekteler. Çünkü bakır fiyatlarının düşmesi duracağa hiç mi hiç benzemiyor. Deutsche Bank tarafından yapılan araştırmalara göre bu yıl 20 kadar büyük bakır madeni şirketi 2000 yılındaki üretimlerinin % 7 kadar üstünde üretim yapacakları belirtilmektedir[11].
Global çapta yılda 23 milyon ton bakır tüketilmekte ve bu tüketimin yarı kadarı da Çin tarafından gerçekleştirilmekte imiş. Bu durumda Glencore, BHP Billiton ve Anglo Amerikan gibi büyük firmaların hisse senetleri geçtiğimiz günlerde Londra piyasasında sert bir şekilde değer kaybettiler. Bakır madenine yatırım yapan yatırımcılar da kayıpları sineye çekmek zorunda kaldılar. Glencore şirketi yaptığı araştırmalar sonrasında bakırın fiyatının 4000 dolar ton başına düzeyine kadar düşebileceğini hesaplamış bulunuyor. Yavaş yavaş bütün sektör bu düşük düzeydeki fiyata inanmaya başladı denilebilir.
Dünya Bankası verilerine göre, son on yıllık döneme baktığımızda bakır fiyatları, küresel ekonomideki büyümeye paralel şekilde, küresel krize kadar yükselen bir trend takip etmiş ve 2008 yılı Nisan ayında 8.685 $/ton seviyesine kadar çıkmıştır. Krizden sonra sert bir düşüşün yaşandığı bakır fiyatları, 2008 yılı Aralık ayında 3.072 $/ton düzeyine kadar gerilemiştir. Bu tarihten sonra, dalgalı da olsa yeniden yükselişe geçen fiyatlar, küresel ekonomideki toparlanmaya paralel olarak yükselmiş ve 2011 yılı Şubat ayında kaydedilen 9.868 $/ton ile tarihi zirvesine ulaşmıştır. Bu tarihten sonra bakır fiyatları dalgalı bir düşüş eğilimine girmiş, 2013 yılında 7.332 $/ton olan yıllık ortalama fiyat yıllık bazda % 6,4 değer kaybederek 6.863 $/ton seviyesine gerilemiştir[12].
4- Çinko
Çinko, miktar olarak en fazla tüketilen dördüncü demirdışı metaldir. Çin, küresel rafine çinko tüketiminden yaklaşık olarak % 40’lık bir pay almaktadır. Dünya rafine çinko talebinin % 60’tan fazlası, Japonya ve Güney Kore’nin otomotiv üretimlerindeki yoğunluktan da kaynaklanan sebeplerle, başta bu ülkeler olmak üzere, Asya ülkelerinden gelmektedir. Küresel ticaret akışı, hem çinko cevheri konsantreleri hem de rafine çinko metali özelinde Güney Amerika ve Avustralya gibi ana üretici ülkelerden, Çin, Japonya ve Güney Kore gibi büyük tüketici ülkeler istikametinde gerçekleşmektedir. Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri ise, hem mütevazı üretim oranları, hem de tüketim rakamları göz önünde bulundurulduğunda, Asya ülkelerine kıyasla, daha kendilerine yetebilen bir yapıya sahiptirler[13].Dünya Bankası verilerine göre, 2005 yılında artmaya başlayan çinko fiyatı, 2006 yılı Aralık ayında 4.405 $/ton ile tarihin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu tarihten sonra yavaş yavaş düşmeye başlayan fiyatlar, 2008 yılı Aralık ayında 1.101 $/ton seviyesine kadar gerilemiş, ancak krize rağmen fiyatlar 1.000 doların altına inmemiştir[14].
Kriz sonrasında, küresel ekonomideki canlanmaya paralel olarak toparlanan çinko fiyatları artmaya başlamış ve 2011 yılı Şubat ayında 2.465 $/ton’a yükselmiştir. Bu tarihten sonra gerilemeye başlayan fiyatlar 2012 yılından itibaren görece yatay bir seyir izlemeye başlamıştır. Bu kapsamda, 2012 yılında ortalama 1.950 $/ton düzeyine gerileyen fiyatlar 2013 yılında % 2,1 azalarak 1.910 $/ton seviyesine inmiştir. Buna karşılık, 2014 yılı ortalama fiyatı 2013 yılına göre % 13,1 artarak 2.161 $/ton’a yükselmiştir. 2014 yılına yükselişle başlayan çinko fiyatları Şubat ve Mart aylarında ufak düşüşler kaydettikten sonra Nisan ayından bu yana artmaktadır.
5- Nikel
Dünyanın en önemli sanayi metalleri olan bakır ve nikel fiyatları; zayıflayan büyüme oranları, yükselen arz ve güçlenen dolar ile son yıllardaki en düşük seviyelerine geldi. Düşüşün ardından nikel fiyatları, küresel ekonomik kriz seviyelerinde işlem görmeye başlarken, bakır fiyatları ise Kasım ayının başından bu yana %11 oranında değer kaybetti. Kıdemli piyasa stratejistlerinden Daniel Pavilonis; emtia fiyatlarındaki düşüşe, Çin ekonomisi ve Avrupa ekonomilerindeki yavaşlama ile doların güçlenmesine yönelik beklentilerin yol açtığını belirtti[15].
Çin, hem nikel konsantrelerinde hem de rafine nikel metalinde dünyanın en büyük ithalatçılarından birisi konumundadır. Çin’in küresel nikel metali tüketimindeki % 44’lük payı, küresel çelik üretiminden aldığı paya (% 45) yakınsamaktadır. Dünya nikel metali tüketiminin yaklaşık % 65’ini Asya kıtası gerçekleştirmektedir. Küresel hava taşıtları üretiminin yoğunlaşmış olduğu Avrupa ve Kuzey Amerika da, küresel nikel metali tüketiminin gerçekleştiği diğer iki önemli bölge olarak karşımıza çıkmaktadır. Aylık olarak incelendiğinde, 2014 yılına Endonezya’nın işlenmiş cevher ihracatını yasaklaması sonucunda yükselen fiyatlarla başlayan nikel, Ocak ayında 2013 yılı Aralık ayına göre % 1,3 artış kaydetmiştir. Nikel fiyatlarında, yılın devamında da artış yaşanmış, Aralık ayı itibariyle 2013 yılı Aralık ayına göre % 14,6 artışla 15.962 $/ton olarak fiyatlanmıştır. 2014 yılında çinkodan sonra değeri en fazla artan metal nikel olmuştur[16].
6- Kalay
Dünyada üretilen kalayın % 20’si çelik yapımında; geri kalan % 80’i ise çelik dışı uygulamalarda kullanılmakta olup; bunlardan en önemlisi % 50’yi aşan kullanım oranı ile lehim imalatıdır. Çin, dünyada üretilen rafine kalayın % 40’ını tüketmekte ve dünya rafine kalay talebinin yaklaşık % 70’i Asya’dan kaynaklanmaktadır. Rafine kalay ticareti, üretimin gerçekleştiği Asya (Endonezya, Malezya, Tayland) ve Latin Amerika ile büyük tüketiciler arasında (Japonya, Güney Kore, Avrupa ve Kuzey Amerika) yapılmaktadır.
2011 yılından bu yana, demir ve demir dışı metallerin çoğunda olduğu gibi küresel ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlamaya paralel olarak kalay fiyatları da düşmeye başlamıştır. 2012 yılında ortalama 21.126 $/ton olan kalay, 2013 yılında % 5,5 artarak 22.283 $/ton’a yükselmiştir. 2014 yılında ise kalay yıllık bazda % 1,7 değer kaybederek ortalama 21.899 $/ton seviyesine gerilemiştir. Aylık bazda kalay fiyatları 2014 yılına düşüşle başlamış, Nisan ayına kadar yükseldikten sonra yeniden düşmeye başlamıştır. 2014 yılı Aralık ayı itibariyle bir önceki yılın aynı ayına göre % 12,9 azalarak 19.830 $/ton’a gerilemiştir.
7- Altın
Altın, yüzyıllar boyunca önemini giderek artıran, insanlığın yatırım aracı ve değer saklama birimi olan, para olarak kullanılan ve gelişen teknoloji ile endüstrinin birçok dalında kullanım alanı bulan bir madendir. Dünya Altın Konseyi’ne (WGC) göre, 2013 yılında altın arzı bir önceki yıla göre yaklaşık % 5,0 oranında azalarak 4.256 tona gerilemiş; buna karşılık küresel altın talebinde ise yaklaşık % 11,0’lik bir gerileme yaşanmıştır. 2013 yılında Çin (% 32) ve Hindistan’ın (% 13) yanı sıra, Türkiye (% 60), Tayland (% 73) ve ABD’nin (% 18) tüketici taleplerinde artışlar yaşanmıştır. 2013 yılında piyasadaki altının yaklaşık 1/3’ü geri dönüşümle, kalan kısmı ise maden üretimiyle sağlanmıştır. 2008-2013 yılları arasındaki beş yıllık dönemde, küresel altın talebinin (miktar bazında) yaklaşık % 50’si kuyumculuk, % 38’i yatırım, % 10’u teknoloji, % 5’i merkez bankalarının alımlarından kaynaklanmaktadır[17]. Dünya altın tüketiminin gerçekleştiği üç büyük pazar ise Çin, Hindistan ve ABD’dir.
2014 yılının ilk üç çeyreği itibariyle, toplam altın arzı bir önceki yılın dönemine kıyasla % 0,1 azalarak 3.147 tona gerilemiştir. Söz konusu dönemde toplam altın talebi ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 7,7 artarak 2.958 tona yükselmiştir. 2014 yılının üçüncü çeyreğinde Hindistan (% 39) ve ABD’nin (% 3) tüketici taleplerinde artışlar yaşanırken; Çin (% -37), Türkiye (% -13) ve Endonezya’nın (% -45), altın taleplerinde düşüşler kaydedilmiştir. Söz konusu dönemde, piyasadaki altının yaklaşık 1/4’i geri dönüşümle, kalan kısmı ise maden üretimiyle sağlanmıştır. Küresel risk algısının bozulması ve güvenli liman talebiyle altına yönelik yatırımcı ilgisinin güçlenmesinin etkisiyle 2014 yılı ilk çeyreğinde altın fiyatlarında bir yükseliş gözlemlenmiştir. Buna karşılık, fiyatlarının Mart ayındaki zirve değerinden düşmeye başlamasında ABD ekonomisine ilişkin endişelerin azalması ve ABD dolarındaki güçlenme eğilimi etkili olmuştur. 2014 yılında dalgalı seyrine devam eden altın fiyatlarında düşüş yönlü bir eğilim göze çarpmaktadır.
8- Gümüş
Gümüş, ısı ve elektriği en iyi ileten metaldir. Gümüş, yaygın kanının aksine, en çok endüstriyel uygulamalarda (batarya, elektrik-elektronik, katalizör, otomotiv, lehim, vb.) kullanılmakta; bunu kuyumculuk, madeni para ile madalya imalatı, fotoğrafçılık, yemek takımları (çatal-kaşık-bıçak) ve yapımı izlemektedir. Dünya Bankası verilerine göre, dalgalı bir seyir izlemekte birlikte, gümüş fiyatlarının son 10 yılda 2,6 katına çıktığı görülmektedir. Nitekim 2005 yılında 7,3 $/troy ons olan gümüş fiyatı, küresel ekonomik krize kadar artarak, 2008 yılı Mart ayında 19,3 $/troy ons’a kadar çıkmış, ancak krizin ardından yaklaşık % 49 oranında değer kaybederek Kasım ayında 9,9 $/troy ons seviyesine gerilemiştir. Küresel ekonomideki toparlanma ve artan taleple beraber güçlü bir artış trendine giren gümüş fiyatları, 2011 yılı Nisan ayında 42,7 $/troy ons ile tarihi zirvesine ulaşmıştır. Ancak, bu tarihten sonra fiyatlar yeniden düşmeye başlamış ve 2012 yılında ortalama 31,1 $/troy ons olan fiyatlar, 2013 yılında 23,8 $/troy ons’a gerilemiştir. 2014 yılında da düşüş trendi devam etmiş ve fiyatlar yıllık bazda %20 değer kaybederek ortalama 19,1 $/troy ons seviyesine gerilemiştir. 2014 yılı Aralık ayında gümüş fiyatları geçen yılın aynı ayına göre % 17,2 değer kaybederek 16,3 $/troy ons olarak gerçekleşmiştir[18].
Tablo 1 – Baz Metallerin Yıllara Göre Ortalama Fiyatları
YIL* | Alimunyum | Bakır | Kurşun | Nikel | Kalay | Çinko | Altın | Gümüş |
$/ton | $/ton | $/ton | $/ton | $/ton | $/ton | $/t. ons | $/t.ons | |
2002 | 1349 | 1558 | 453 | 6772 | 4062 | 779 | 310,20 | 4,60 |
2003 | 1432 | 1780 | 516 | 9640 | 4896 | 828 | 363,83 | 4,88 |
2004 | 1717 | 2868 | 888 | 13852 | 8513 | 1048 | 409,83 | 6,65 |
2005 | 1898 | 3677 | 976 | 14732 | 7371 | 1382 | 441,30 | 7,27 |
2006 | 2567 | 6719 | 1288 | 24233 | 8765 | 3274 | 611,09 | 11,24 |
2007 | 2637 | 7116 | 2578 | 37203 | 14520 | 3241 | 696,00 | 13,45 |
2008 | 2572 | 6954 | 2081 | 21346 | 18488 | 1874 | 874,99 | 15,07 |
2009 | 1664 | 5148 | 1718 | 14646 | 14053 | 1654 | 956,96 | 15,01 |
2010 | 2172 | 7534 | 2147 | 21829 | 20387 | 2160 | 1233,90 | 17,06 |
2011 | 2398 | 8836 | 2400 | 22887 | 26094 | 2193 | 1616,33 | 35,10 |
2012 | 2012 | 7941 | 2061 | 17530 | 21094 | 1950 | 1648,22 | 31,99 |
2013 | 1785 | 6652 | 2040 | 16410 | 23205 | 2001 | 1.219,81 | 19,87 |
2014 | 1770 | 6001 | 1865 | 12930 | 16570 | 2093 | 1.185,80 | 17,07 |
2015/Ağu | 1710 | 5081 | 1619 | 9930 | 15680 | 1655 | 1.071,33 | 15,62 |
*TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Madencilik Bülteni, Metal-Maden Fiyatları (2002-2013)
Metal Fiyatlarındaki Değişimlerin Nedenleri
2008 yılında ABD ve dolar orijinli tüm Dünyada yaşanan kriz, doğal olarak yatırımları, emtia fiyatlarını ve emtia fiyatlarının önemli bir parçası olan metal fiyatları ve üretimini de etkilemiştir. Emtia piyasalarında en etkili bankalardan biri olan Goldman Sachs’a göre doğal kaynak fiyatları henüz en düşük seviyesine gelmemiş ve talep artmadığı veya arzın daha fazla kısılmadığı sürece, daha da düşebilecektir. Finansal krizden bu yana, petrol, kömür ve çinko gibi ham maddelerin en düşük seviyelerde gezinmesi nedeniyle, bazı yatırımcılar tarafından fiyatların en düşük seviyesine gerilediği ve 2015 yılında toparlanabileceği ifade edilmişti.
Ancak Goldman Sachs analistleri tarafından, talebin toparlanmaması halinde üretim kesintilerinin emtia piyasalarını dengelemek için yetersiz olabileceği, fiyatların, daha fazla üretim kesintisini zorlayacak şekilde, daha düşük seviyelerde uzun süre kalmasına gerek duyulduğu ifade edildi. Goldman Sachs’e göre raporda, arza yönelik düzenlemelerin yetersiz olduğunu ve talebinse arzda gerçekleşen bu yavaş düzenlemeyi dengelemekten uzak olduğunu belirtti.
Dünya Bankası uzmanları son 5 yıl içinde metal fiyatlarında yaşanan düşüşlerde en önemli nedenin Çin’de yaşanan yatırım azlığı ve buna bağlı olarak talep eksikliğini gösteriyorlar. Son dönemde fiyat hareketleri temel olarak küresel ekonomik krizin hemen öncesinde ve 2011 yılı başlarında oldukça yüksek seviyelere çıkan metal fiyatlarıyla birlikte başlanan yeni yatırım projelerinde üretime geçilmesiyle yaşanmıştı. Metal fiyatlarındaki bu artış ve 2013 yılı sonu itibariyle küresel metal tüketiminin neredeyse yarısını (% 47) tek başına gerçekleştiren Çin ekonomisinin büyüme hızındaki ve bununla bağlantılı olarak hammadde talebindeki yavaşlama tarafından şekillenmiştir. 1990’ların başında Çin’in küresel metal tüketimindeki payının % 5’ten daha az olduğu dikkate alındığında, Çin’in talebinin fiyatlar üzerindeki etkisi daha iyi anlaşılacaktır. 2014 yılında yaşanan fiyat düşüşlerinde talepteki ılımlı artış trendine karşılık arzda yaşanan güçlü artışın yanı sıra ABD dolarının değerlenmesiyle dolar ile fiyatlanan emtiaya olan talebin düşmesi de etkili olmuştur.
Son 10 yılda genel emtia fiyat endeksinde görülen artış eğiliminin gerisinde özellikle Çin ve Hindistan gibi gelişmiş ülke ekonomilerinin güçlü emtia talepleri etkili olmuştur. Uzun vadede emtia fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturan talep değişimleri, son dönemde enerji ve enerji-dışı emtia fiyatlarında yaşanan gerilemenin de ana nedenini oluşturmuştur. Ancak Çin ve Hindistan’daki talep azalmasının yanısıra Dünyada 2008-2011 yılları arasında yaşanan ekonomik krizin ve buna bağlı olarak üretim azalmasının etkilerini de azımsamamak gerekir. Yaklaşık 2,5 yıl boyunca tüm Dünyada etkisini gösteren bu kriz döneminde birçok yatırımcı önünü görebilmek amacı ile yatırımlarını kısmış ya da azaltmıştır. Bu durum başta metaller ve enerji hammaddeleri olmak üzere emtia fiyatlarını da oldukça etkilemiştir.
2000’li yılların başlarında beklenmedik bir şekilde ve hızla artan metal fiyatları birçok önemli madencilik kuruluşu için metal üretimini cazip hale getirmiştir. Bu duruma paralel olarak küresel metal üretimine hakim olan büyük madencilik firmaları özellikle orta ve küçük çapta iş hacmi olan metal üretici şirketleri bünyesine katmıştır. 2008 yılından bu yana yaşanan metal üretim darlığında ise ilk olarak bu şirketlerin kapılarına kilit vurulmuştur. Çin’deki yavaşlama ve yükselen dolar ile çöken metal fiyatları, Glencore Plc ve Alcoa Inc.’inde içinde bulunduğu madencilerin bu yıl kapasite indirimine gitmelerine sebep olmuştur.
Son yıllarda Dünyada yaşanan ekonomik krizlere müdahale etme ihtiyacı hisseden dünya piyasalarına yön veren ekonomik kuruluşlar, bu süreçte ABD dolarının değer kazanmasını sağlamıştır. ABD dolarının değer kazanması ve giderek piyasalara hakim olması ile emtia fiyatlarında da bir azalama yaşanmıştır. Doların alım gücünün artması, enerji hammaddeleri ve metal fiyatları başta olmak üzere tarımsal ürün fiyatlarının düşmesine de neden olmuştur. Tüm Dünyada ABD dolarının değer kazanmasına paralel olarak Amerikan Merkez Bankası’nın ekonomiye müdahale ederek faiz oranlarını arttırması da emtia fiyatlarında düşüşe neden olmaktadır. FED faizlerinin artması ile birlikte gelişmiş ülkelerdeki birçok yatırımcı, metallerin kullanılacağı yatırımlara yönelmek yerine bankalara yönelmektedir.
Son dönemde emtia fiyatlarında görülen düşüşün ardında etkileri halen devam etmekte olan küresel ekonomik kriz; ABD ve İngiltere gibi birkaç ülke dışında gelişmiş ekonomilerin, özellikle de Euro Bölgesi ekonomilerinin halen tam anlamıyla toparlanamamış olması; Çin başta olmak üzere, gelişmekte olan ekonomilerin büyüme hızlarındaki gerileme ve girdi talep artış hızındaki azalma; emtia fiyatlarındaki güçlü artışların ardından yeni yatırımların yapılması ve bu yatırımların hayata geçmesiyle gecikmeli olarak gelen arzdaki artış ve ABD dolarının değer kazanması gibi pek çok farklı unsur bulunmaktadır.
Sonuç ve Değerlendirme
2000’li yılların başında hızla artan metal fiyatları giderek düşmeye ve yatırımcısını üzmeye devam ediyor. Çin ve Hindistan gibi gelişmiş ekonomilerin giderek azalan talepleri, Dünya ekonomisinde emtiaya daha az ihtiyaç duyulması, ABD ekonomisinin iyileşmesi, ABD dolarının değer kazanması, metal madenciliğinde yaşanan tekelleşme ve büyük şirketlerin piyasayı ele geçirmesi son yıllarda metal madenlerinde yaşanan fiyat düşmelerinin nedenleri olarak gösterilmektedir. Başta Çin ve Hindistan olmak üzere Asya ülke ekonomilerindeki yavaşlama ve kısa vadede olumlu değişim beklentisinin olmaması metal fiyatlarındaki düşüşün ana nedeni olarak görünüyor. Global pazarlardaki belirsizlik de alıcıları metal madenlerini stoklamaktan alıkoyuyor ve tam aksine stokları eritmeye iterken talebi de geriletiyor. Sonuçta da bu tabloyu Amerikan Doları’nın değer kazanması tamamlıyor ancak fiyatların bu kadar düşük kalmasında tek etken bu değil.
Aslında aynı durum başta petrol ve kömür olmak üzere enerji hammaddelerinde de yaşanmaktadır. 2015 yılbaşından bu yana düşen petrol fiyatları tüm Dünya ekonomisini etkilemektedir. Ham petrolün fiyatı New York borsasında % 3’e yakın gerileyerek 41 dolara inmiştir. Brent tipi ham petrol fiyatı Londra Borsası’nda Aralık 2015 tarihinde % 2’lik düşüşle başlamış ve 44 dolar seviyesinden işlem görmüştür. Son yıllarda petrol ihraç eden ülkelerde ise fiyatları düşük tutan arz fazlasını dizginleyecek bir politika değişikliği gözlemlenmektedir.
Dünya Bankası tarafından yapılan tahminlerde, kurumsal yatırımcıların, “güvenli liman” olarak görülen kıymetli metallere daha az ilgi göstermesinin, Çin ile Hindistan’ın fiziksel taleplerindeki zayıflamanın ve FED’in faizleri yükselteceğine dair beklentilerin etkisiyle kıymetli metal fiyatlarının 2015 yılında % 2,9 oranında azalarak yıllık bazda 101,1’den 98,2’ye gerilemesi beklenmekteydi. 2015 yılını tamamlamak üzere olduğumuz bu günlerde bu yaklaşımın doğruluğunu izleyebiliyoruz. Uzun vadede ise, kıymetli metaller endeksinin 2025 yılında, 2014’e göre % 9 azalarak 92’ye gerilemesi, diğer bir deyişle 2012 yılında ulaşılan tarihi seviyenin % 50 gerisinde kalması beklenmektedir[19].
Başta Dünya Bankası uzmanları olmak üzere emtia fiyatlarının gidişatını takip eden uzmanlar önümüzdeki 10 yıl içinde bir perspektifde bulunmaya çalışıyorlar. Bu uzmanların yaklaşımlarına göre, 2025 yılına gelindiğinde, 2015 yılına göre fiyatı en çok artan metalin % 16 ile çinko olacağı, onu sırasıyla % 15 ile alüminyum ve % 13 ile demir cevherinin takip edeceği; buna karşılık, fiyatı en çok düşen metalin % 13 ile altın olacağı ve altını % 1 ile bakırın takip edeceği tahmin edilmektedir. Tablo 3’te görüldüğü üzere, Dünya Bankası tarafından yapılan tahminlerde, 2015 yılında demir cevherinin 75 $/ton, bakırın 6.900 $/ton, alüminyumun 1.925 $/ton, nikelin 16.00 $/ton, çinkonun 2.200$/ton, kalayın 20.000 $/ton, altının 1.240 $/troy ons, gümüşün ise 18 $/troy ons olması beklenmektedir.
Tablo 2 – Ürün Bazında Fiyat Beklentileri (Nominal ABD doları)
Birim | 2014* | 2015 | 2016 | 2017 | 2020 | 2025 | |
Demir Cevheri | $/dmt | 96,9 | 75 | 78 | 81 | 91 | 110 |
Bakır | $/mt | 6.863 | 6.500 | 6.529 | 6.559 | 6.648 | 6.800 |
Alüminyum | $/mt | 1.867 | 1.925 | 1.946 | 1.968 | 2.034 | 2.150 |
Nikel | $/mt | 16.893 | 16.000 | 16.190 | 16.381 | 16.971 | 18.000 |
Çinko | $/mt | 2.161 | 2.200 | 2.228 | 2.257 | 2.345 | 2.500 |
Kalay | $/mt | 21.898 | 20.000 | 20.281 | 20.567 | 21.448 | 23.000 |
Altın | $/toz | 1.265 | 1.240 | 1.225 | 1.211 | 1.168 | 1.100 |
Gümüş | $/toz | 19,1 | 18,0 | 18,3 | 18,6 | 19,4 | 21,0 |
Kaynak : World Bank, Commodity Price Forecast, January 2015, nominal USD
Dünya Bankası tarafından yapılan tahminlerde, 2014 yılında emtia fiyatlarına hâkim olan seyrin 2015 yılında da devam etmesi ve fiyatların bir miktar daha gerilemesi beklenmektedir. Bu kapsamda 2015 yılında enerji fiyat endeksinin yıllık bazda % 40,5, enerji-dışı emtia fiyat endeksinin % 4,8, kıymetli metaller fiyat endeksinin ise % 2,9 oranında azalması, buna ek olarak enerji dışı emtialar içinde yer alan tarım fiyat endeksinin % 4,8, metal ve mineraller fiyat endeksinin ise % 5,3 oranında gerilemesi beklenmektedir[20]. 2025 yılında ise, enerji fiyat endeksinin 2014 yılına göre % 10,4, enerji-dışı emtia fiyat endeksinin % 2,2 artması, buna karşılık kıymetli metaller fiyat endeksinin % 9 oranında azalması beklenmektedir. Söz konusu dönemde, tarım fiyat endeksinin % 0,7, metal ve mineraller endeksinin ise % 7,3 artacağı tahmin edilmektedir.
Nadir AVŞAROĞLU
Maden Mühendisi
Aralık – 2015
KAYNAKLAR :
– AVŞAROĞLU Nadir, Dünya Madenciliğinin Son On Yılında (1998-2008) Metal Fiyatlarındaki Değişmeler ve Nedenleri, https://www.academia.edu, Kasım-2008
– DeutscheBank,https://www.db.com/ir/en/download/Deutsche_Bank_Annual _Repor
– ERUYSAL UYGUR Esra – Dış Ticaret Uzmanı, FAKİR Sinan – Dış Ticaret Uzman Yrd. TC Ekonomi Bakanlığı Emtia Raporu, Metaller ve Mineraller/Kıymetli Metaller Hammadde ve Temel Girdiler Analiz Dairesi, 2014
– PAVİLONİS Daniel, The Wall Street Journal, Prices for Base Metals Plummet, Copper and nickel hit six- and 12½-year lows as China demand slows and dollar strengthens
– World Gold Council, http://www.gold.org/supply-and-demand/gold-demand-trends, 2015, http://www.gold.org/research?field_categories_tid[1]=1
World Bank , http://econ.worldbank.org/
– Global Economic Prospects: Commodity Market Outlook
– World Bank Commodity Price Data (Pink Sheet)
– Price Forecasts
– International Monetary Fund, http://www.imf.org/external/np/res/commod/index.aspx
– Commodity Market Monthly
– Commodity Price Outlook & Risks
– Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), www.oecd.org/
– Steelmaking Raw Materials: Market Developments and Policy Issues, OECD
– The U.S. Geological Survey (USGS), http://www.usgs.gov/
– Mineral Commodity Summaries 2015
– World Steel Association, www.worldsteel.org/
– International Aluminium Institute, www.world-aluminium.org/
– International Copper Study Group (ICSG), http://www.icsg.org/
– International Nickel Study Group, www.insg.org/
– International Lead and Zinc Study Group, www.ilzsg.org/
– The World Gold Council, http://www.gold.org/
– The Silver Institute, www.silverinstitute.org/
– London Metal Exchange, www.lme.com/
DİPNOT
- Prof.Dr Deniz GÖKÇE, http://www.aksam.com.tr/yazarlar/bakir-fiyatlari–iyice-dusuyor/haber-465505 28.11.2015
(2) World Bank, http://econ.worldbank.org
(3) Nadir AVŞAROĞLU, Dünya Madenciliğinin Son On Yılında (1998-2008) Metal Fiyatlarındaki Değişmeler Ve Nedenleri, https://www.academia.edu, Kasım-2008
(4) Esra ERUYSAL UYGUR – Dış Ticaret Uzmanı, Sinan FAKİR – Dış Ticaret Uzman Yrd. TC Ekonomi Bakanlığı Emtia Raporu, Metaller ve Mineraller/Kıymetli Metaller Hammadde ve Temel Girdiler Analiz Dairesi, 2014
KAYNAKÇA
Esra ERUYSAL UYGUR – Dış Ticaret Uzmanı, Sinan FAKİR – Dış Ticaret Uzman Yrd. TC Ekonomi Bakanlığı Emtia Raporu, Metaller ve Mineraller/Kıymetli Metaller Hammadde ve Temel Girdiler Analiz Dairesi, 2014
Nadir AVŞAROĞLU, Dünya Madenciliğinin Son On Yılında (1998-2008) Metal Fiyatlarındaki Değişmeler Ve Nedenleri, https://www.academia.edu, Kasım-2008
World Bank , http://econ.worldbank.org/
o Global Economic Prospects: Commodity Market Outlook
o World Bank Commodity Price Data (Pink Sheet)
o Price Forecasts
International Monetary Fund, http://www.imf.org/external/np/res/commod/index.aspx
o Commodity Market Monthly
o Commodity Price Outlook & Risks
Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), www.oecd.org/
o Steelmaking Raw Materials: Market Developments and Policy Issues, OECD
The U.S. Geological Survey (USGS), http://www.usgs.gov/
o Mineral Commodity Summaries 2015 World Steel Association, www.worldsteel.org/ International Aluminium Institute, www.world-aluminium.org/ International Copper Study Group (ICSG), http://www.icsg.org/ International Nickel Study Group, www.insg.org/ International Lead and Zinc Study Group, www.ilzsg.org/ The World Gold Council, http://www.gold.org/ The Silver Institute, www.silverinstitute.org/
London Metal Exchange, www.lme.com/
- Prof.Dr Deniz GÖKÇE, http://www.aksam.com.tr/yazarlar/bakir-fiyatlari–iyice-dusuyor/haber-465505 28 Kasım 2015 ↑
- World Bank, http://econ.worldbank.org ↑
- AVŞAROĞLU Nadir, Dünya Madenciliğinin Son On Yılında (1998-2008) Metal Fiyatlarındaki Değişmeler ve Nedenleri, https://www.academia.edu, Kasım-2008 ↑
- Prof.Dr Deniz GÖKÇE, http://www.aksam.com.tr/yazarlar/bakir-fiyatlari–iyice-dusuyor/haber-465505 28 Kasım 2015 ↑
- Esra ERUYSAL UYGUR – Dış Ticaret Uzmanı, Sinan FAKİR – Dış Ticaret Uzman Yrd. TC Ekonomi Bakanlığı Emtia Raporu, Metaller ve Mineraller/Kıymetli Metaller Hammadde ve Temel Girdiler Analiz Dairesi, 2014 ↑
- Steelmaking Raw Materials: Market Developments and Policy Issues, OECD, 2014 ↑
- Mineral Commodity Summaries, 2015 ↑
- World Steel Association, www.worldsteel.org ↑
- The US Geological Survey (USGS), http://www.usgs.gov ↑
- International Aluminium Institute, www.world-aluminium.org ↑
- Prof.Dr Deniz GÖKÇE, http://www.aksam.com.tr/yazarlar/bakir-fiyatlari–iyice-dusuyor/haber-465505 28 Kasım 2015 ↑
- International Copper Study Group (ICSG), http://www.icsg.org/ ↑
- International Lead and Zinc Study Group, www.ilzsg.org/ ↑
- World Bank Commodity Price Data (Pink Sheet) ↑
- PAVİLONİS Daniel, The Wall Street Journal, Prices for Base Metals Plummet, Copper and nickel hit six- and 12½-year lows as China demand slows and dollar strengthens ↑
- International Nickel Study Group, www.insg.org/ ↑
- World Gold Council, http://www.gold.org/supply-and-demand/gold-demand-trends, 2015, http://www.gold.org/research?field_categories_tid[1]=1 ↑
- The Silver Institute, www.silverinstitute.org/ ↑
- ERUYSAL UYGUR Esra – Dış Ticaret Uzmanı, FAKİR Sinan – Dış Ticaret Uzman Yrd. TC Ekonomi Bakanlığı Emtia Raporu, Metaller ve Mineraller/Kıymetli Metaller Hammadde ve Temel Girdiler Analiz Dairesi, 2014 ↑
- World Bank , http://econ.worldbank.org/ ↑