10Eki2024

Paylaş

GAZ LAMBASI

 

Müdürüm
Eskiden “Ceryanlar gitti” denirdi.
O zamanlar sıklıkta elektrikler kesilirdi.
İşte kibrit bir de o zaman lazım olurdu.

Film ya da dizinin en tatlı, en heyecanlı
Yerine rastlaması da işin ilginç yanını teşkil eder.
İnat eder gibi filmin durgun bir yerinde kesilmezdi.

Elektrik varken birbirleri ile hiç konuşmayan,
Sadece televizyon seyretmekle yetinen aile,
Bir anda konuşmaya başlar, eski günlerden,
Tanıdıklardan, okuldan, işyerinden bahseder,
Eski anılar, hatıralar, masallar, hikâyeler.

Kesinti biraz uzadığında meyveler yenir,
Balkondaki çuvaldan çıkartılan cevizler kırılırdı.
Elektrik geri geldiğinde televizyon hemen açılır.
Filmin bittiği görülünce herkes homurdanır.
Hayat kaldığı yerden devam ederdi.
Keşke yine “ceryanlar gitse”

Müdürüm
İşte bu elektrik kesintilerinin baş aktörü
Gaz lambasıydı.

Kesinti olduğu an önce derin bir sessizlik
Sonra mızmızlanma, söylenme, küfretme
Her zaman mumu nereye koyduğunu unutan annem.
Mum yandığında gaz lambasını yakmaya çalışan babam
Hemen gölge oyununa geçen aile büyükleri

Gaz lambalarının
Altta küçük, yayvan bir kavanozu vardır.
Babam çarşıdan bidonla gaz yağı alırdı.
Önce gaz yağı, kavanoz kısmına konur,
Fitil iyice ıslatılır, metal kısmından dışarı çıkartılır
Metal kısım kıvrılarak kapatılırdı.

Arkasında ışık yaymak ve
Duvara asmak için bir metal levha.
Fitilin uç kısmı hafifçe yakılır.
Yavaş ve narince camı takılır,
Biraz zaman geçtikten sonra
Fitil yeterince ayarlanır.
Ortamı huzurlu bir aydınlık kaplardı.

Bir anda etrafındaki karanlığı hissedersin.
Bütün sesler susar, gürültüler kesilir.
Bir süre sonra cılız ama sıcak bir ışık
Tanıdık yüzleri tekrar aydınlatır.

Fitilin ucunu uzun bırakırsanız fazla ışık yayar,
Kısa tutarsanız ışığın alanı, etkisi azalırdı.
kesildiğinde aile bireyleri sanal alemden sıyrılır
Kendilerine ve ailelerine dönerlerdi.

Özellikle kış akşamlarında yanan soba
Uzun dalgadan “Yurttan Sesler”
O andan itibaren sen kâinatın merkezindesin,
Yanında da sadece sevdiklerin
ve sadece sıcak bir muhabbet kalır.
Geri kalan her şey durmuş,
Dünya dönmeyi bırakmıştır.
Üşümeyesin diye üstüne örtülmüş bir battaniye
ve huzurlu bir uykuya doğru sürükleniş
Uyandığında ise hepsi kaybolmuş,
Çoktan büyümüşsündür.

Müdürüm
Hatırlarsın,

Gaz lambasının bir de abisi vardı, “Lüks”.
Ama büyükannem ısrarla “Löküs” derdi.

Piknik tüpü adı sonradan çıktı.
Eskiden biz onlara “küçük tüp” derdik.
Metal kısmından ince camı dikkatlice çıkarılır
Döndürülerek piknik tüpünün üstüne yerleştirilir.
Fitil, denilen ufak tülbent torbası itinayla bağlanır.
Fazla olan ipi kesilerek, camı kapatılırdı.
İşte o zaman kısa ya da uzun çöplü bir kibrit,
Azıcık açılan tüpe yaklaştırılır,
Anında “haşşş” diye bir sesle
Lüks yanardı.

Üstünden yıllar geçti.
Hala bağ evi, yayla gibi yerlerde görüyorum.
Bazen Ankara’da seyyar satıcılar kullanıyor.
Özlüyorum.

Yıllar sonra gaz lambasını eşimin dedesinin evinde gördüm
Aldık eve getirdik, tiner ile temizledik, camını parlattık.
Ama olmadı.

Gaz lambasını büyülü yapan,
Anılar, sohbetler, masallar artık yok.
Onları anlatan büyüklerle birlikte gittiler.

“Ceryanlar gidirse” çocuklar ödevlerini yapsın diye
İzmir Caddesi, Lale Pasajından bir “Işıldak” almıştım.
Bir kez şarj edince tam 12 saat boyunca yanıyordu.
Tepesinde bir feneri, yanar-döneri, radyosu bile vardı.
Ama hiçbir zaman masal kokmadı.

Bizim yayladaki evde
Gaz lambasından geriye kalan
Gaz bidonu yıllardır hiç dolmadı
Duvardaki çivisine takvim asıldı.
Çocukluğumun, gençliğimin
En güzel anılarından biri daha gitti.

 

Blog yazıma tepki göster
Harika
0
Harika
Beğendim
0
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir