26Ara2025

Paylaş

KIZILCA GÜN; ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİ

KIZILCA GÜN; ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİ

Orta Asya’da yaşayan halkların binlerce yıldır sürdürdüğü bir gelenektir, Kızılca Gün. Felaket günlerinin ardından, yeniden dirilişe, yeni devlet kurmak için derlenip ayağa kalkışa, Kızılca Gün denir. 27 Aralık 1919, Anadolu halkları için Kızılca gündür. Kızılca günün arifesinde Sinsin Ateşi yakılır. Sinsin ateşi, Seymenlerin toplanma çağrısıdır. Dikilen sancağın altında koçu atılıp, kurbanlar kesilip, davul zurna eşliğindeki oyunlarla düzülen Seymen Alayı, kurtuluş ve kuruluş hazırlıklarının tamamlandığına işarettir.

Ankaralılara göre 27 Aralık 1919 bir kuruluş günüdür. Ankaralılar Mustafa Kemal Paşa ve yanındakileri günün önemine uygun olarak karşılamıştır. Halk günler öncesinden çevre köy ve kasabalardan akın akın Ankara’ya gelmiştir. 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ü 3.000 atlı ve 700 yaya Seğmenden oluşan büyük bir Seymen Alayı ile karşılayan Seymenler ve Ankaralılar büyük Seymen alaylarının düzenlendiği bu tarihi günü, karanlık bir dönemi kapatıp, aydınlık bir geleceğe geçişi müjdelediği inancıyla “Kızılca Gün” olarak tanımlarlar.

“Cuma günü Ankaralılar Namazgâh denilen bir tepenin üstüne toplanmışlardı. Burada iri Ankara kayalarından bir mihrap ile bir de yüksek bir taş sedir bulunuyordu. Mihrabın önünde cemaatle bir öğle namazı kılındıktan sonra, taş sedirin yanına üzerinde sırma ayetler dolu olan bir sancak dikilmişti. Halk namazdan sonra diz çökerek, kalbinin bütün safiyeti içinde vecde dalarak, memleketin düşman elinden kurtulması için gözyaşlarıyla, bütün eller göğe doğru uzanarak Tanrı’ya dua etmişlerdi… Ankara’nın meşhur tellallarından Ali Dayı gür sesiyle çarşıdan bağırarak geliyordu: Mustafa Kemal Paşa geliyor! Herkes aşağı yüze insin!” (Atatürk ve Seymen Alayı-Enver Behnan Şapolyo)

Ankaralılar, o Cuma günü Namazgâh adlı tepede toplanıp, orada Cuma namazı kıldı, dua edip ve bir de Sancak diktiler. Gecesinde ateş yakıp “Sinsin” oynadılar! Biliyorlardı ki Mustafa Kemal Paşa, 27 Aralık 1919 Cumartesi günü Ankara’ya gelecekti. Kış başlangıcıydı. Dağlarına, Dikmen tepelerine kar yağmıştı fakat o Cumartesi günü hava günlük güneşlikti. O sabah Ankaralılar davul zurna sesleriyle uyandılar. Kentte bayram havası vardı. Yaşlılar, hastalar ve bebeklerden başka herkes sokağa dökülmüştü.

Tarih 27 Aralık 1919 Cumartesi gününü gösterirken. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Ankara’ya geldi.

Dikmen sırtlarına yaya Seymen ve zeybek kıyafetinde atlı Seymenler dizilmişti. Üç grup Seymen Alayı vardı. Her grubun başında birer Seymen bayrak taşıyordu. Bayrakların önünde, sağ omuzlarında iri baltalar, sırtlarında silahlarıyla baltacılar, ağır ağır ilerliyordu. Yaya Seymenlerin arkasından Zeybek kıyafetli atlı Seymenler geliyordu. Atlı erkekler arasında, Ertuğrul Gazi dönemindeki “Bacı Erenler” gibi kadınlar da vardı! Nitekim bu Seymen Alayının çok önemli bir anlamı vardı!

Seymenlerin arka sıralarında ise Ahiler (esnaflar), dervişler, Yörükler, gönüllü askerler, çevre il ve ilçelerden gelen halk ile Ankaralılar bulunuyordu. Ankara Seymen’lerinden dev cüsseli olan Güveçli İbrahim, Seymen bayrağını aldı. Üç grup Seymen teşkil edilmişti. Birinci bayrak Güveçli İbrahim’de, ikinci bayrak Türkmen Hacı Hüseyin’de ve üçüncü bayrak Kayserili Hacı’da idi. Bu sahneyi Enver Behnan Şapolyo şöyle ifade etmektedir: “Bir millet tarihin karanlıklarına gömülerek yok olurken tekrar ne suretle doğuyor ve toplum vicdanı ne suretle galeyana gelerek, sinesinden bir önder yaratıyor, onu bugün görmek mümkündü.”

Daha sonra Atatürk yayan, arabası arkasından Ankara’ya doğru ilerledi.

Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin kurulacağı yerde Atatürk’ü Ankara uleması bekliyordu. En başta Müftü Rifat Efendi (Börekçi) vardı. Rifat Efendi, Atatürk’e, “Hoş geldiniz, safa geldiniz. Memleketimizi aydınlattınız. Canla başla sizinle beraberiz.” dedi. Atatürk de Rifat Efendi’ye teşekkür etti. Sonra tekrar otomobiline binerek istasyona doğru ilerledi. Orada kendisini bekleyen kalabalığı görünce yine otomobilden indi. Onlarla görüştükten sonra tekrar otomobile bindi. İstasyon meydanında jandarma takımı ve polisleri selamladıktan sonra biraz ilerledi. Yine bir Seymen alayıyla karşılaştı. En önde bir elinde bayrak, bir elinde pala ve boynunda Kuran’la Güveçli İbrahim bekliyordu. Atatürk ona yaklaştı. Kuran ile bayrağın ucunu öptü. “Nasılsın?” diye sordu. Daha sonra yine otomobiline binerek kente girdi. Ankara Palas’ın olduğu yerde öğrencilerin tezahüratıyla karşılaştı. Meclis binası olacak yapının önünden geçerek Ulus Meydanı’na geldi. Oradan hükümet konağına geçti. Hükümet konağı civarında büyük bir kalabalık toplanmıştı. Hoca Hasan Efendi bir dua okudu. Vali Vekili Yahya Galip Bey, Ankara halkının sonuna kadar Atatürk’le birlikte çalışacağına söz verdi. Hava güneşli olmasına karşılık akşama doğru soğuk şiddetini artırmıştı. Atatürk orada dizilmiş olan kız öğrencilerin üşüdüklerini gördü. Yahya Galip Bey’den “çocukların gitmelerini” istedi. O sırada davul zurna çalmaya devam ediyor, Seymenler karşılıklı zeybek oynuyordu.

Atatürk karşılama töreni sonrasında kolordu karargâhında Ali Fuat Paşa ve Halis beylerle askeri durumu konuştu. Sonra da misafir edileceği Keçiören yolu üzerindeki Ziraat Mektebi’ne geçti. Burası Temsil Heyeti’nin karargâhı olarak hazırlanmıştı. Ankara’da Atatürk’ün ilk ikametgâhı bu bina oldu. Atatürk, ulusal direnişin temellerini bu binada hazırladı.

Ankara, emperyalist Batı’nın “Hasta Adam” dediği ölüm döşeğindeki Osmanlı’yı değil, Batı emperyalizmine karşı direnen yeni Türkiye’yi temsil ediyordu. Ankara, saltanatın ve sarayın değil, ulus iradesinin ve TBMM’nin karargâhıydı. 27 Aralık 1919’da Atatürk’ün Ankara’ya gelmesiyle Türkiye’nin kaderi değişti. Vatanın bağımsızlık, ulusun egemenlik ve toplumun çağdaşlık savaşı Ankara’dan yürütüldü. Türkiye Cumhuriyeti, Ankara’dan yükseldi.

Nadir AVŞAROĞLU

KAYNAK; Enver Behnan Şapolyo, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, İstanbul, 1958- Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal (1919-1922), C.II, İstanbul, 2009.- Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, C.II, Ankara, 1997.- Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, İstanbul, 2002; Sinan Meydan, Kurtuluştan Kuruluşa Cumhuriyet, İstanbul, 2023, Sinan Meydan https://karanfildergi.com.tr/kizilca-gun/

Blog yazıma tepki göster
Harika
0
Harika
Beğendim
0
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir