Sıtkı Kardeşim,
Toplum içinde, topluluk arasında
Şiir okuyabilmeyi çok isterdim.
Sen küçüktün hatırlamazsın. Adana halkevinde Kudret abimiz vardı. İnanılmaz bir ses tonu. Bas bariton, davudi, Cem Karaca’ya benzer, Allah vergisi bir ses. Ve o kapkalın sesiyle Kudret abi şiir okurdu.
Atlılar, atlılar, kızıl atlılar,
Atları rüzgâr kanatlılar!
Şiiri sesli bir şekilde başkalarına okumak kolay bir şey değildir Hocam, herkes beceremez, hatta çoğu insan yüzüne gözüne bulaştırır. Ama eğer kişi şiiri güzel okuyorsa, en az kendi okuduğunuz kadar zevk verir, hatta öyle ki şiiri sizden daha iyi deşifre ettiyse zevk almanız kaçınılmazdır.
Şiir okumak
Şiir yazmaktan daha zordur.
Okuduğunuz şiiri yazan adamın
Hayal dünyasında gezinebilmek,
Onu anlayabilmek…
Zordur …..
Durup dururken havalara girmek,
Elini kolunu sağa sola savurmak,
Zıplamak, ateş bükmek …
Her babayiğidin harcı değildir.
Kasar biraz.
Halkevindeki herkes Kudret abiye hayrandı. Özellikle kızlar. İstek üzerine okumazdı, ama bazen sehpanın üzerine çıkar, okumaya başlardı;
Nal sesleri sönüyor perde perde,
Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!
12 Eylülle birlikte yurt dışına kaçtı. Ben de okumaya Ankara’ya geldim. Bir daha haber alamadık. Zaten haber alacak da arkadaş kalmamıştı ya. Belki de Kudret abinin yüzünden bu işe gönül verdik. Belki de Kudret abinin yüzünden Ahmet Arif’i, Enver Gökçe’yi sevdik. Belki de Zehra, Kudret abiye baktığı gibi bana da bakar mı diye şiir okumaya özendik. Sonuçta Hocam; hiç olmadı öylesine okuduğum şiirim, geldi geçti ömrüm benim.
Ama emin ol Sıtkı kardeşim, eğer hayattaysa, Kudret abi hala sehpaların üzerine çıkıp, o davudi sesi ile şiir okuyordur.
Atlılar atlılar kızıl atlılar,
Atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat…
Atları rüzgâr…
Atları…
At…
Nal sesleri sönüyor perde perde,
Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!
Nadir AVŞAROĞLU
Ağustos – 2014