Ankara’da pek çok şey güzeldir
Sonbahar, ayrı bir güzeldir.
Hele Akdeniz’in haddinden fazla sıcak ve nemli ikliminden sonra
Ankara’da sonbahar hasretle beklenir.
İki özlem birden yaşanır.
Okulların tekrar açılması ve ODTÜ’de sonbahar
Sonbaharın en yakıştığı kenttir Ankara
At kestanelerinin yaprakları sarıdan kahverengine çalar.
“Herşeyi süpürebilirsin, sonbaharı süpüremezsin” demiş şair
Gerçekten de öyledir; ODTÜ’de sonbahar.
Sabahları ODTÜ’ye gelmek için Güvenpark’da dolmuş kuyruğu
Eskişehir yolunda bitişik düzende trafik ve gri bir kent
Her sabah yaşanan bu telaşın içinden ışık hızıyla girersin A1 kapısından
Alice Harikalar Diyarında gibi farklı bir dünya
Bu durumun abartı olmadığını bilirsin
Şehrin trafiğinden kaçıp,
Şehrin içindeki ormana girersin
Herşey birdenbire başlar
Bir kapıdan girince sarının, kahverenginin, kırmızının her tonu
Çam ağaçları ve at kestaneleri ile donatılmış bir kampüs
ve bu renklerin birbirlerine geçişini ağaçlarda ve toprakda görürsün
Bölümlerin arkasındaki ufak tefek kafeteryalarda;
Yurtlar Bölgesi, Pastanenede, Beşeri ya da Fizik kantininde
Sonbahar yapraklarının toprağı kapladığı
Toprak kokusu eşliğinde arkadaşlarla çay içer, ders saatini beklersin.
ODTÜ’de yaşanabilecek en güzel mevsimdir sonbahar…
Kampüs sarıya boyanır, kantinler, kafeler aşk kokar,
Ders çıkışları elele insanlarla dolar Kütüphane önü
Düşen sarı yapraklar altında servis bekleyenler ve
Biran önce yurtlarına dönmeye çalışan kalabalıklar
ODTÜ’ye en yakışan mevsimdir sonbahar…
ODTÜ’de bu mevsimde hep bir toprak kokusu olur.
ve bu koku bağımlılık yaratır.
Akşam yemeği için yurttan çıkar, kafeteryaya gidersin.
Uzun zaman sonra gördüğün dostlar, sohbet, toprak kokusu
Yemekten sonra ODTÜ’nün içinde uzunca bir tur atılır.
Çarşının ya da lojmanların oralarda bir banka oturulur
Geçen kişilere bakılıp, tanıdıklarla selamlaşılır.
Sarmaş, dolaş çiftlere, genç kızlara bakarsın.
Pakette son kalmış cigarayı da çıkarırsın
Giderek zorlaşan dersler, yaklaşan sınavlar
Dertli, dertli cigaraya sarılırsın,
Tüm ciğerlerini sonbahar kaplar…
ODTÜ’de Sonbahar;
Hafif bir rüzgar eser,
8.40 dersi yaklaşır,
Kafeterya önünden Hazırlık binasına kadar
Yürüyen yüzlerce insanı görürsün….
Meraklı bakışlarla etrafındaki diğer insanları süzersin,
İçinde değişik duygular, merak, heyecan, mutluluk, umut…
ODTÜ’nün en güzel mevsimidir sonbahar
Dersden çıktığında dışarıda yağmur,
Sonbaharda hafif hafif çiseler,
Kafan karışık, değişik planlar,
Laboratuarlar, projeler, sınavlar üst üste gelmekte
Yağmur bastırmadan hemen yurda gidebilsem.
Kestirme olsun diyerek Rektörlüğün önünden gidersin
Stadyumun yanından geçerken,
Yağmurun belirginleştirdiği yazıyı okursun
Sonbahar’da bir sıcaklık
Hafifçe ıslanmaya başlarsın
At kestanelerinin yapraklarına bastıkça çıkan sesler
Sarı, kahverengi yaprakların arasından binaları saran sarmaşıklar
Merdivenlerin başında karşı yurttan bir arkadaşa rastlarsın
Selamlaşır beraber yürümeye başlarsın
Onun kafasında kapşon, seninkin de sonbahar yağmurları
Yaprakları sararmış çınar ağacının altından geçen
5. Yurttaki kızıl saçlı kız
Bu taraftan geldiğine göre İdari’de ya da Mimarlıkda olmalı diye geçer aklından
Mevsim ile uyumlu elbisesi ve dolgun saçlarıyla
Geçer gider önünden
ODTÜ’de Sonbahar
Çabuk biter ODTÜ’de sonbahar
Yaprak dökümünden hemen önce kızıl bir yer olmaya başlar
Giderek Ankara’nın griliği buraları da kaplar
Yağmurlar hep zamanında başlar ve zamanında biter ODTÜ’de
Kış birden bire bastırmadan, Ankara’nın soğukları iliklerine işlemeden
Sonbaharın, son demlerini yaşamaya çalışırsın
Aslında ODTÜ’de her mevsim güzeldir ama
Sonbahar bir başka güzeldir…
Nadir AVŞAROĞLU
Nisan – 2014