ODTÜ’de her mevsim güzeldir ama
ODTÜ’de kış başkadır…
Kar yağdığında ise daha bir başkadır.
İlk kar taneleri dökülmeye başladığında,
Yaprakların, çimlerin, taşların üzerinde tutunmaya çalışırken
Her tarafı bembeyaz olur ODTÜ’nün
ODTÜ’de kar her yerde farklı bir güzellik sunar.
Henüz kimsenin yürümediği, sabahın erken saatinde,
Yurtlardan, Bölüme kadar giderken
Merdivenlerin ve taşlarının üzerindeki
Düz beyazlıkta terkedilmişlik,
İlk ayak izlerinde yalnızlık
ve saat 8:40 olduğunda
ODTÜ’nün her noktasındaki
Ayak izlerindeki hep birliktelik
ODTÜ’de kış başkadır…
Kar, ODTÜ’deki her dalın üstüne farklı farklı yağar.
İğdeler, ıhlamurlar, çınarlar, dutlar, çamlar, at kestaneleri,
Çalılar, sarmaşıklar, yağan karı dallarında kendi usullerince tutar.
Kimi kışlar yapraklar tam dökülmeden kar düşer.
Düşen yaprakların üstüne kar yağar
ODTÜ’de kış başkadır…
Kar, ODTÜ’deki heykellerin üzerine de farklı yağar.
Atatürk Anıtı, Bilim Ağacı, 2 Aralık Anıtı, Gençlik Heykeli, Bilim Kızı,
Gündüz vakti olsaydı, yardımsever bir öğrenci,
Kaşkolunu sarardı ODTÜ’nün en güzel kızının boynuna.
Bilim Kızı, Matematik ile Kütüphane arasındaki
Her zamanki yerinde, kışa hazırlıksız yakalanmış
Yıllardır gelip giden kışlar üşümemeyi öğretmiş olmalı
Bölüme giderken, bilim adamlarının büstleri üzerinde karlar birikir,
Gözüne hepsi biraz ihtiyarlamış gibi görünür.
Stadyumda ilk kar yağdığında kaybolan harfler,
Birkaç gün sonra yavaş yavaş görünmeye başlar.
ODTÜ’de kış başkadır.
Çok kar yağdığı günlerde,
Atatürk Anıtı’ndan kütüphaneye inen çim alan kayan öğrencilerle dolar,
Sesleri Rektörlük ve U-3 binalarının duvarlarında yankılanır.
Kaydıkları yerde kar kalmadığında,
Hemen kendilerine yeni bir pist oluştururlar.
Kütüphanenin önünde,
Bir heykelin yanında, stadyumun ortasında
Karşımıza çıkan kardan adamlar
Daha önce gördüklerimiz gibi değildir.
ODTÜ’lü öğrencilerin kardan adamlarında,
Farklı bakışın, yaratıcılığın, özgür düşüncenin izleri de vardır.
Kütüphanenin ışıkları karların biriktiği dalların, ağaçların
Direğe bağlanmış beyazlaşmış bisikletin üzerinde yansır.
Bölümlere giderken karda oynayanların neşeli sesleri gelir
Kartoplarından birine hedef olmamak için uzak durursun
Karanlıklar, ışıklar, gölgeler, ayak izleri her yanda
Beyaz rengin her tonu ODTÜ’de sergilenir.
ODTÜ’de kış başkadır.
ODTÜ’ye karın yağdığı ilk gün akşamı
Yurtlar Bölgesi bir başka şenlenir
Yağan karda sokak lambalarının loşluğu
Pastanenin önünden, stadyumdan gelen sesler, kahkahalar
Kalabalığın mutluluğunu ve neşesini yansıtır.
Koşan, karların üzerine kendini bırakan, yuvarlanan,
Kardan adam yapan, kartopu oynayan
Kalabalığı seyre dalarsın
Üşüyen, donan yüzlerde ve ellerde
Kestanenin, çayın, kahvenin, çorbanın kıymeti anlaşılır.
Kışın en güzeli ODTÜ’de yaşanır
ODTÜ’de kış, aşkın mevsimidir
Aşkın yeri, zamanı, mevsimi mi olurmuş demeyin.
Mevsimlerin en merhametlisidir ODTÜ’de kış.
Sarılmanın, sarınmanın, sarmalanmanın..
Sevdiğinin ellerini alıp kalbinde ısıtmanın..
Sıcak çayların, derin sohbetlerin mevsimi…
Sıcak olan herşeye doğru neşeyle yönelmenin,
Yolda kaymamak için kolkola yürümenin
Annenin ördüğü atkıyı onun boynuna sarmanın
Karşılaşmaların değil, buluşmaların mevsimi…
Sınavların, finallerin, yaklaşan dönem aralarının
Çarşıda, yurt kantinlerinde birlikte ders çalışmanın
Gözgöze gelmenin, aynı bardaktan çay içmenin
Kantindeki buğulu cama onun adını yazmanın
Kimse görmesin diye hemen silmenin mevsimidir kış,
Aşkın mevsimidir, ODTÜ’de kış
Sonra midtermler, finaller başlar,
Daha kış bitmeden geliverir dönem arası
Tam 3 hafta yanlızlık, terk edilmişlik ve kış
Tüm bölümler, yurtlar birden boşalmakta
Herkes terk eder ODTÜ’yü, kışdan başka
Sadece iki şeye hasret duyar insan
Bir ona
Bir de gelmeyen bahara
ODTÜ’de kış başkadır……
Nadir AVŞAROĞLU
Nisan – 2014