01Ara2024

Paylaş

DOĞUP, BÜYÜDÜĞÜM SOKAK

Sıtkı hocam
Dünyanın en nostaljik anlarından bir tanesi
Doğup, büyüdüğün, çocukluğunun geçtiği
Anılarının olduğu sokağı, mahalleyi ve köyü
Yıllar sonra ziyaret etmektir.
İnsana farklı duyguları yaşatan bir eylemdir.
Sokakta değil, anılarda gezmek gibidir.
Çocukluğun birikir gözlerinin önüne
ve kırık bir tebessüme bırakır kendini.
Sevdiğin bir filmin en güzel sahnesini
Tekrar tekrar izlemek gibidir.
Çocukluğunuzun geçtiği sokakta
Yürürken bir zaman makinesine girersiniz.
Kendinizi, ailenizi, arkadaşlarınızı,
Yıllar önceki eski halleriyle görebilirsiniz..
Bazen kederlendirir,
Bazen heyecanlandırır,
Bazen içini acıtır.
Ama çoğu zaman hüzünlendirir.
Kaybedilen bir yakının mezarını
Ziyaret eder gibi buruk bir hüzün kaplar.
Bir hacının kutsal toprakları dolaştığı gibi
Büyüdüğün sokağı, o büyülü mekânları
Tavaf edip durursun büyük bir heyecanla
Geçmişe geri dönmek istersin
Aklından, “keşke”lerle başlayan
Birçok cümle geçiverir.
Ama herşey aynı kalmaz.
Her gün aynı saatlerde sulanan bahçeler gitmiş,
Komşu evleri yıkılmış, meşeler, iğdeler kesilmiş.
Sokağın başındaki bakkal ve yufkacı kapanmış,
Sokağın sonundaki okulun adı değişmiş,
Karşı penceredeki komşu kızı taşınmıştır.
Sıtkı kardeşim,
Doğup büyüdüğün sokağa ilk geldiğinde
İlk dikkatini çeken şey
Herşey anılarında olduğundan daha küçüktür.
Sanki büyüyen sen değilsin de
Küçülen binalar, sokaklar gibidir.
Çevrenin ne kadar küçük,
Sokakların ne kadar dar ve bunaltıcı
Ancak çocuk dünyasının ne kadar geniş
Olduğunu hatırlatır insana.
Geri geri yürürken düştüğün kömürlüğün
O kadar derin olmadığını,
Maçtan sonra elini yüzünü yıkadığı çeşmenin
O kadar uzakta olmadığını gözlersin.
Apartmanın karşısındaki maç yaptığımız
O “koooskoca” toprak saha küçücük gözükür.
Bakkala gönderildiğimizde gözümüzde
Büyüyen o yol aslında birkaç sayılı adımdır.
Çocukluğunun o koskocaman anları,
Şimdi sana küçücük kalmış gibi görünür.
Sadece dallarına tutunup sallandığımız
Ağaçlar büyümüştür.
Kendini Gülliver gibi hissedersin
Çocukken aşılmaz gibi gelen duvarı
Elini koyarak kolayca aşarsın.
Dakikalarca sokağı gezdikten sonra
Yıllar boyu yorulup oturduğun duvarın üstüne
Tekrar oturup, bir sigara yakarsın.
O sokaklarda hala çocukların oyun oynadığı
Görülünce insan mutlu olur,
Aralarına karışmak ister.
Seksek çizdiğin tebeşirin kokusunu özlersin
Bilyeler için arkadaşlarınla ettiğin kavgayı
Yediğin ilk yumruğun acısını hissedersin.
O top oynadığınız yeri, duvara çizilen kaleyi,
Dama kaçan topu cap canlı görür,
Hala arkadaşlarının gol itirazlarını dinlersin.
Aşağı mahallenin çocuklarıyla,
O sokaklarda ettiğiniz kavgaları,
Kar yağdığında kartopu oynadığınız boş arsayı,
İki taşı karşılıklı koyarak yaptığınız kaleyi
Terden sırılsıklam olana kadar oynadığın saklambacı,
Komşunun meyve ağaçlarından aşırdığınız meyveleri
O günlerdeki lezzeti tekrar tadarsın.
Mahallenin bakkalından alınan şeker ve gofreti
Pazar günleri ailece gidilen piknikleri
Alt kattaki Zehra teyzenin salçalı ekmeğini
Tekrar yaşar, damağında hissedersin.
Sigara biter,
Son nefesi oldukça derin çekersin.
O anıların tekrar yaşanmayacağını bilir
İçini derinden bir hüzün kaplar,
Boğazın düğümlenir, boynun bükülür
Aklına annen gelir …
O zamanın sıcaklığını bir daha yaşamayacak
Olmanın farkına varır, ezer insanın içini.
Yıllarca anılarınızda yaşayan eski sevgilinizin
Evlendiğini öğrenmek gibi acıtır içinizi.
Şanslıysanız o dönemlerden kalma
Tanıdık bazı simalar çıkar karşınıza.
Sen geçmişinle başbaşa duvarın üstünde
Hatırlar mı beni acaba diye düşünürsün.
O tanıdık sima, elinde market poşeti
Senin suratına bile bakmadan geçer, uzaklaşır
Boğazında kocaman bir yumruya sebep olur.
Çocukken taşınmaların, ayrılıkların getirdiği
Heyecanın yerini kocaman bir hüzün kaplar.
Nedensiz yere, ilk aşkın aklına gelir.
Sigaranın izmaritini yere atar
Ayağınla üstünü hırsla ezerek
Söndürürsün.
Çocuk olsam yeniden,
Bir tek düştüğüm için acısa içim
ve kalbim, çok koştuğum zaman çarpsa sadece, dersin.
Ama Herakleitos’un dediği gibi,
Aynı suda iki kere yıkanamazsın
Çocukluğunuzla vedalaştığını hissedersin
Ne o sokak artık eski sokaktır.
Ne de sen, o eski sen…
Sokağın aşağısına park ettiğin
Arabana doğru giderken
Tekrar dönüp büyüdüğün sokağa
Son bir kez daha bakarsın.
Eskiciye verilmiş eşyaya
Uzaktan bakmak gibidir.
Anılarınız fazla
Ama artık o size ait değildir.
Bir tutam hüzün,
Bir tutam özlem,
Bir tutam mutluluk…
Geri dönmek istiyor bazen insan.
Biraz özleyiş, biraz yabancılaşma.
Arabana binip
Büyüdüğün sokağı terk ederken
Aklına Vatansız Ricardo’nun bir dizesi takılır
“Biz büyüdük ve kirlendi dünya”
Nadir AVŞAROĞLU
Kasım 2020
Blog yazıma tepki göster
Harika
1
Harika
Beğendim
2
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir