11May2024

Paylaş

OYSA SICAKTIR SOBA

Sıtkı kardeşim
Uzun çöp, kısa çöp
Yok, kibrit deyince anılar depreşti.

Geçtiğimiz yıllarda benim kız demişti.
Lisede ya da üniversitenin ilk yıllarıydı.
Bana; “bugüne kadar hiç soba görmediği”ni söyledi.
“Nasıl olur, niye görmedin” nidalarından sonra
Filmlerde, resimlerde, kitaplarda gördüğünü
Ancak gerçek hayatta hiç soba görmediğini söyledi.

91 doğumlu, yüksek mühendis,
Nerede ise 30’una varacak
Soba görmemesi tuhaf geldi.

Biz Adanalıyık, biz de soba bulunmaz
Köyde, yaylada olur,
Yaz tatillerinde yaylaya gidince
Soba çoktan kalkmış olur
Etrafımızdaki tüm insanlar kombili,
Kaloriferli evde oturuyor.

Düşündüm, çocuklara soba gösterecek olsam
Nerede bulurum.
Eş, dost, arkadaş, yakın çevremde hiç yok.
Ya kış günü Ulus’da bir kahveye gidecez.
Ya da İstanbul’a giderken Bolu dağında
Salaş bir yerde mola vereceğiz.

O da artık yok
Soba da gitti
Kibritle birlikte
O güzel atlara bindi ve gitti.

Oysa soba sıcaktır, Sıtkı kardeşim
Her anlamda sıcaktır.

Cayır, cayır yanar evin ortasında
Tüm ev halkını etrafında toplar
Çayıyla, kestanesiyle, kızarmış ekmeğiyle
Sıcacık bir ortam yaratır.
Herkesin hayatında
Sobalı bir dönem olmalı kanımca.

Sıtkı kardeşim
Artık yaşı 30-35’den aşağı olanlar sobayı bilmiyor
Sobayla yaşamıyor, sadece filmlerde görüyor.
Haberlerde bir katliam aracı olarak tanıyor.
Kaloriferin, kombinin zenginliğini yaşıyor.
Sobanın, kuzinenin sıcaklığını hissetmiyor.
Kaloriferin yalnızlaştırıcılığını yaşarken
Sobanın birleştiriciliğini hissetmiyor.

Dediğim gibi, soba sadece bir ısıtma aracı değildir.
Soba yakılınca üstüne mutlaka güğümle su konulur
Yemeği pişirir, ekmeği kızartır, çayı fokurdatır.
Üstüne kestane, patates dilimi, portakal kabuğu konulur.
Bir metre üstündeki tele ıslak havlu, terli atlet asılır.

Soba sadece bir ısıtma aracı değildir.
Çıtır çıtır yanan odun kömür tatlı bir huzur verir.
Sanki bereketin, bolluğun sesiymiş gibi gelir.
Tüm aile bir aradadır, samimiyet doruk noktadadır.
Isıttığı sadece bir oda ya da bir salon değil,
Koskoca bir aile, bir çift yürek, bir ömür, bir hayattır.

Sıtkı kardeşim,
Tüm bunlara rağmen sobayla yaşamak zordur.

Babam yaz ortasında kömür alma telaşına düşerdi.
Sonbaharda kapının önüne bir kamyon gelir, yığar giderdi.
Siz onu alır, kömürlüğe taşırsınız, canınız çıkar.
Kış gelince sobayı kurma derdi başlar,
Bir önceki yıldan boruları numaralandırmış
Gazeteye sararak kroki ile birlikte kaldırmışsındır
Bir Pazar günü sobayı aynı yere koyup kurmaya çalışırsın.
Boruları tek tek kontrol eder, delinmiş mi bakarsın.
Boruları havada tek elle birbirine katmak bir dert
O boruları tellerle tutturmak ayrı bir derttir.

Sobayı yakma vakti geldiğinde önce kovası hazırlanır.
Altta kömür olur, üste odunlar konur, ortaya bir çıra atılır
Bazen aralarına mazotlu bir pamuk ya da bez yerleştirilir.
Alt kapağı açıp hava almalı, üst kapağı yarım olmalıdır.
Sık sık kömür atmak, sobayı “kaçırmamak” lazımdır.

Mesela soba denince
Benim aklıma büyükanne evi gelir.
Soba etrafında bize anlattığı masallar.
Gece olduğunda sobanın söndürülüşü
Koridordaki dolaptan çıkarılıp, yere serilen döşekler,
Üzerimize aldığımız 20 kiloluk beton yorganlar
Üzerine sinen naftalin kokuları
Anneyle yanyana yatmanın,
Ayaklarını onunla ısıtmanın mutluluğu

Sabah ezanıyla uyanan büyükanne,
Kömürlükten getirilen odun ve kömürlerle ısınan yeni gün
Sobanın üstünde fokurdayan çay
Otlu peynir, keçi peyniri, ayva reçeli
Dedemin getirdiği sıcacık mayalı köy ekmeği
Büyükanne ve dede tarafından şımartılmanın tadı
İliğinize kadar işleyen sevgi, şefkat ve güven
Keşke küçülsem, ellerinden bir kez daha öpsem
Evlerinde bir gece daha kalabilsem.

Sıtkı hocam,
O yıllarda sobanın naifliğini yakalayamamış
Her çocuk gibi biz de kaloriferli evde yaşamayı arzulamıştık.

Doğrudur,
Soba bir ömür törpüsüydü.
Yokluktan, zorunluluktan kullanırdık.
Soba söndüğü zaman ortalık buz keserdi.
Sadece yandığı odayı ısıtır, buz gibi yatak dert olurdu.
Kömür getirmesi, sobayı doldurması,
Tütmesi, kurum yapması, is çıkarması hepsi dert.

Ama tüm bunlar anne ve babayı bağlardı.
Biz çocuktuk sefasını sürerdik.
İnsan belleği tuhaftır, her zaman işine geleni anımsar,
Geçmişin iyi taraflarını alır, onu süsler ve kristalize eder,

Belki bu yüzden
Yıllardır kaloriferli, kombili bir evde otursam da
Kış günü hala oturma odasının kapısını kapatıyor,
Mutfak kapısının eşiğini havluyla kapatmaya çalışıyorum.

Tüm bir akşam boyunca, sobanın yandığı odada hayatınız geçerdi.
Banyo yapmak, saçını kurutmak, sobanın kenarında giyinmek
Sobanın olduğu odada ders çalışmak, kitap okumak
Millet televizyon seyrederken, sınava hazırlanmak
Buz gibi tuvalete gitmekle gitmemek arasında kararsız kalmak

Tüm bunlara rağmen;
Sobayı her zaman kaloriferden daha çok sevmişimdir.
Sobanın bir karakteri ve benzersiz bir işlevi vardır.
Evdeki sıcağın tek sebebi, tek kahramanıdır.
Kombi gibi bu görevi evdeki peteklerle paylaşmaz.

Üstelik cüsseli, delikanlıdır soba.
Öyle kombi gibi ücra bir köşede,
Koltuk arkasına falan saklanmaz.
Onu görmezden gelemezsin.
Görmesen bile hemen hissedersin.

Huyuna gidersen,
İsteklerini yerine getirirsen, özverilidir.
Çatlayana kadar koşan bir at misali
Odunu kömürü son molekülüne kadar yakar.
Soba daha özverilidir, halden anlar, candandır.
Üstünde patates haşlarsın, çay demlersin, elbise kurutursun.
Tüketir kendini görevi uğruna, kalorifer gibi çıtkırıldım değildir.
Faturası gelmez, elektriği kesilmez, hava yapmaz, su kaçırmaz,
Kömür mü bitti, at odunu içine, giysiyi, çöpü hep yakar.

Sıtkı kardeşim
Gitti.
Kibrit gibi artık sobalar da gitti.

“Soba neydi”
Soba emekti.

Üzerindeki kestane, mandalina kabuğu, yanındaki kediydi.
Soğuk gelmesin diye kapının altına konan rulo yapılmış battaniye
Çaydanlığın kaynama sesi, karşısındaki yatak, is kokusuydu.
Evde sıcaklık, hala hayatta olan dede, babaanneydi.
Çıtır çıtır odun sesi, tavanda oynaşan ışık huzmeleri

Çocukluğundaki saflığa duyulan özlem
Okul ödevlerini düşünüp darlanmak,
Ekmek elden su gölden yaşamak,
Huzur, mutluluk, güven duygusudur.

Sevgili Sıtkı,
Sobadan sonra hepimizden birşeyler koptu.

Olmadı,
Değişen dünya
Gelişen teknoloji
Rahatı arayan insan
Sobalar da kayboldu

Oysa, dünyanın tüm sobaları birleşmeliydi.
Kömürlü olsun, odunlu olsun,
Kuzineli, kuzinesiz, dökümlü,
Kazanlı, doğalgazlı farketmez,

Olmadı, olamadı
Hala, direnen tüm sobalara selam olsun.

 

Nadir AVŞAROĞLU
Kasım – 2021

Blog yazıma tepki göster
Harika
0
Harika
Beğendim
1
Beğendim
Haha
0
Haha
Beğenmedim
0
Beğenmedim
Güzel
0
Güzel
Anlamadım
0
Anlamadım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir